Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici ve Sultan 2. Abdülhamid Han'ın 4. kuşak torunu Şehzade Aldülhamid Kayıhan Osmanoğlu Gazze'ye gitti.
BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, Şehzade Aldülhamid Kayıhan Osmanoğlu ve parti yöneticilerinden oluşan bir heyet, 'Şehit Muhsin Yazıcıoğlu Külliyesi'nin temelini atmak ve bir dizi temaslarda bulunmak için Gazze'ye gitti. Destici, parti yetkilileri ile birlikte İsmail Haniye tarafından Gazze'deki makamında ağırlanacak. Haniye ve Destici daha sonra heyetle birlikte İsrail'in son saldırısında 12 yakınını kaybeden Dalu ailesine 'taziye' ziyareti gerçekleştirecek.
Destici, Gazze'ye hareketinden önce Atatürk Havalimanı'nda basın mensuplarına bilgi verdi. Gazze ve Mısır ziyaretleri hakkında basın mensuplarına açıklama yapan Mustafa Destici, "Mısır'a gidiyoruz, yarın sabah Gazze'ye geçeceğiz. Bir gün boyunca çeşitli temaslarda bulunacağız. Yeryüzündeki zulmü yaşayan ve milyonlarca insanın hayatının hala abluka altında olduğu, yüzbinlerce insanın bu zulümden hayatını kaybettiği, binlerce çocuğun yetim öksüz kaldığı bir beldeye gidiyoruz. Dünyadaki bütün insani değerlerinin iflas ettiği ve çürüdüğü bir beldeye gidiyoruz. Tabi ki İslam dünyasına da seslenmek lazım. İslam dünyasının özellikle Filistin davasına sahip çıkışı yetersizdir. Gazze bir nevi İslam dünyasının bir ahı bir feryadı. Bizim birinci derecedeki amacımız buradaki kardeşlerimizin durumunu yerinde tespit etmek. Orada Filistin Başbakanı İsmail Haniye ile görüşeceğiz. Şehit Muhsin Yazıcıoğlu Külliyesi'nin de temelini atacağız. 2. Abdulhamid Han'ın torunu Aldülhamid Kayıhan Osmanoğlu da heyetimizde. Abdulhamid Han'ın tahttan indirilmesinin en önemli sebeplerinden birisi de Filistin topraklarıydı. Torununun bugün bizimle olması bu açıdan da çok önemli" dedi.
Muhsin Yazıcıoğlu'nun hayatını kaybettiği kazayla ilgili yürütülen çalışmaların ne süreçte olduğu sorusuna Destici "Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ile görüştük. Bunun temel sebebi, üst dereceli memurlar ve bürokratlar ile ilgili soruşturmayı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı yürütüyor. Soruşturma bütün hızıyla devam ediyor. Soruşturmanın istediğimiz şekilde yürüdüğünü düşünmüyoruz. Ana dosyada gizlilik kararı olduğu için savcıların hangi aşamaya geldiğini bilemiyoruz. Toplumda Muhsin Yazıcıoğlu'nun öldürüldüğü algısı oluştu" şeklinde karşılık verdi.
"BİRİLERİ BU DOSYAYI KAPATMAK İSTİYOR"
Destici, "Yazıcıoğlu'nun hayatını kaybettiği kazayla ilgili yürütülen çalışmalarla ilgili bir kaygınız var mı? sorusu üzerine de birilerinin bu dosyanın kapatılmasını istediğini öne sürerek, şöyle konuştu:
"Elbette ki birileri bu dosyanın kapatılmasını istiyor. Birileri bu dosyada sonuna kadar gidilmesini istemiyor. Bu olay bir suikast bir sabotaj olmasa bile hiç kimse üzerine bir şey sıçramasını istemiyor, bir sorumluluk almak istemiyor. Onlar tabii ki istemeyecek ama burada önemli olan hukuk. Bir takım araştırmalardan soruşturmalardan rahatsız olan çevreler olabilir. Bunları ben yadsımıyorum. Olmaması lazım ama Türkiye'nin bugünkü geldiği noktaya baktığınızda, Türkiye'de Abdullah Öcalan'lar bile, PKK'nın siyasi sözcüleri bile vatandaşa iyi gösterilmeye çalışıldığı, meşrulaştırılmaya çalışıldığı bir dönemde bütün bunların yaşanıyor olmasını ben yadırgamıyorum. Ama yanlış buluyorum. Abdullah Öcalan'ın meşrulaştırılmasını, sanki beş vakit namaz kılan dindar bir Müslüman, iyi bir insan olarak gösterilmeye çalışılmasını veya birilerinin belli cezaevlerinde çektiği bedellerden sonra terör örgütü üyeliklerinin veya terör örgütü sözcülüğünün normal karşılanmasını nasıl yanlış buluyorsam bunları da yanlış buluyorum. Türkiye'nin gittiği yolun da doğru olmadığını düşünüyorum. Cezaevlerinde işkence gören herkes terör örgütü üyesi, sözcüsü olacaksa o zaman sadece Diyarbakır'da değil Mamak'takilerin de aynı olması gerekiyordu Ulucanlar'dakilerin de aynısı olması gerekiyordu. Bunların devletin tepesindekiler tarafından dillendirilmesinin, meşrulaştırılmaya çalışılmasının da gayri ciddiliğin ötesinde bir projenin sözcükleri veya sözcüleri olarak görüyorum. Tamamen PKK'yı meşrulaştırma, PKK'nın sözcülerin meşrulaştırma, toplumdaki algıyı değiştirme olarak görüyorum. İlerde yapılacak bir takım anlaşmalara bir uyum süreci olarak görüyorum."
Aldülhamid Kayıhan Osmanoğlu ise yaptığı açıklamada, "Oraya gitmekten çok mutluyuz. Oradaki şehit olan kardeşlerimizi ziyaret edeceğiz. Bir takım temaslarda bulunacağız" dedi.
(TC-ÇK-Y)

19.12.2012 13:34:58 TSI

Editör: Wan Haber