Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Paris'te PKK'lı 3 kadın yöneticinin öldürülmesiyle ilgili olarak, "Üç tane kadının böylesine sorgusuz sualsiz başlarına ateş edilerek öldürülmesi, kimlikleri, kişilikleri, üzerlerine atılı suçlar ne olursa olsun hiçbir zaman tasvip edilecek bir davranış değil. Kötü bir olay, gerçekten üzüntü duyduğumu ifade etmek isterim" dedi.
Arınç, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla Parlamento Muhabirleri Derneği'ni (PMD) ziyaret etti. Burada gazetecilerin sorularını cevaplandıran Arınç, Paris'te PKK'nın 3 kadın yöneticisinin öldürülmesi olayının İmralı ile başlayan görüşme sürecini nasıl etkileyeceğine yönelik bir soru üzerine, "Bir insanın hayatına böyle vahşice son vermek çok kötü, çok çirkin, büyük bir vahşet. Bu olay hakkındaki şahsi kanaatimi söyleyeyim. 3 tane kadının böylesine sorgusuz sualsiz başlarına ateş edilerek öldürülmesi, kimlikleri, kişilikleri, üzerlerine atılı suçlar ne olursa olsun hiçbir zaman tasvip edilecek bir davranış değil. Kötü bir olay, gerçekten üzüntü duyduğumu ifade etmek isterim. Çünkü biz hukuk içinde terörle mücadele ediyoruz. Bugün terörle mücadele eden güvenlik güçleri bile önce yaşatmak gayesiyle hareket ediyorlar. Yani sağ yakalama, suçu varsa yargı önüne çıkarmak. Yargısız infazla böylesi bir vahşetin işlenmiş olmasını telin ediyorum. Bu çok yanlış bir olay" şeklinde konuştu.
Bu olayla Türkiye'de yeni başlayan sürecin ilgisi olup olmayacağı yönünde bir bilgiye sahip olmadığını vurgulayan Arınç, "Niçin bunlar öldürüldü, neden böyle bir yol seçildi, bunun üzerinde farklı ihtimaller konuşulabilir. Ama bunları dillendirecek kadar bilgi sahibi değilim. 'Türkiye'de yeni başlayan süreci hem içeride, hem dışarıda etkilemeye yönelik bazı girişimler olabilir mi?' derseniz bu da bir ihtimaldir. Ama her türlü ihtimal konuşuluyor, onları dillendirmek istemiyorum, yeni bir tartışma başlayabilir. Kötü bir olay, üzüntülerimi ifade ediyorum" dedi.
Yeni sürecin yeni anayasa yapım süreci ile ilişkilendirilmesine ilişkin bir soru üzerine ise Arınç, "Yeni anayasa süreci çok önemli ve artık darbelerden sonra kabul edilmiş anayasaların zamanı geçti. Partilerin bu konuda iyi niyetli olduklarını düşünüyorum, masadan kalkma düşünceleri yok. Zaman zaman dışarı taşan tartışmalar olabilir ama bu işin doğasında vardır. Komisyonun süratle bu meseleyi tamamlayacağını, 2013 içinde yeni anayasanın kabul edilerek yürürlüğe girebileceği ümidini taşıyorum. Bazılarına göre bu boş bir ümit ama bana göre dolu bir ümit" diye konuştu.

"HÜKÜMET OLARAK SÜRECİN DIŞINDAYIZ"
İmralı görüşmelerine yöntem arayışları, terör örgütü liderlerinin Avrupa'ya gönderilmesi ve onlara siyasi parti temsilcilerinin de olduğu bir komisyonun nezaret edeceği yönündeki haberlerin sorulması üzerine Arınç, şunları kaydetti:
"MİT'in inisiyatifi ile gelişen bir durum var. Sayın Başbakan, bakanlar, siyasetçiler bu konuda konuştu. Söylediğiniz konuyu okumadım. Ama bazı gazetelerde 'önce bu, sonra bu olacak' diye akıl yürütmeler var, onlara saygı duyuyorum. Ama hükümette bulunan biri olarak 'bundan sonra bu, sonra şu olacak' diye bir konuşma yapacak durumda değilim. Çünkü biz hükümet olarak, siyaset kurumu olarak bu sürecin içinde şu anda değiliz. İstihbarat örgütü Türkiye'de terörün sonlanması, silah bırakılması ve bir çatışmasızlık sürecinin başlaması konusunda inisiyatif geliştirdi. Bu inisiyatif gelişirken BDP'den de iki vekil Abdullah Öcalan'ı ziyaret ettiler. Ahmet Türk'ün dün akşamki açıklamalarını duydum. Büyük bir sorumluluk içinde konuştuğunu gördüm. Hepimiz yeni senaryolar üretmek yerine bu süreci kolaylaştıracak bir tavır içinde olmalıyız; bırakalım iş mecrasında yürüsün. Daha sonra mesele nasıl gelişir, hangi noktada TBMM'ye, hükümete görev düşer veya bir başka kurumun oluşturulması gündeme gelir, bu meseleyi o zaman konuşmakta fayda var. Bugün yazılanların hepsi akıl yürütmedir. Bütün siyasetçilerin de barışa veya huzura, terörden arındırılmış bir Türkiye ortamına gidiş yolu olarak gördüğümüz bu yola sadece psikolojik destek vermek gibi bir sorumluluk düşüyor. Ben bu anlayış içindeyim."

"ADALET BAKANLIĞI'NIN İZNİ, HÜKÜMET TASARRUFU DEĞİL"
Bir gazetecinin, 'Hükümet olarak sürecin içinde değiliz' açıklamasını hatırlatarak, "BDP'li vekillere izin verilmesi Adalet Bakanlığı kararına bağlı. Bu anlamda da mı hükümet sürecin içinde değil?' sorusu üzerine Arınç, "Hükümetle doğrudan ilgili bir konu değil ki, cezaevinde hükümlü birinin, özellikle ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum edilmiş birinin avukatlarıyla, yakınlarıyla görüşmesi de Adalet Bakanı'nın iznine bağlı. Adalet Bakanlığı'nın buna izin vermesini, hükümetin tasarrufu gibi kabul etmek doğru değil. Süreç ilerledikçe, iş realize hale gelirse hükümete, parlamentoya düşen görevler olduğu anlaşılırsa hükümet de açıklama yapar, TBMM'nin de ne yapacağını görürüz" dedi.
Arınç, dokunulmazlık konusunun rafa kalkıp kalmadığının sorulması üzerine bu kararı Anayasa Komisyonu'nun değerlendireceğini söyledi. Arınç, "Yeni Anayasa'da dokunulmazlıklar maddesi yeni bir madde olarak düzenlenecekse, o maddeye bakarak bu konuyu tekrar değerlendirmek doğru olabilir. Üç ay içinde konu Anayasa bakımından halledilirse konuyu topyekün çözmek mümkün olabilir" dedi.
(MÜG-CC-Y)

10.01.2013 16:39:50 TSI

Editör: Wan Haber