Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nu DHKP-C operasyonu üzerinden eleştirerek, "Terör örgütünün içerisinde aktif görev alan avukatlar, dışarıdaki avukatlar tarafından savunuluyor. Ne yazık ki bu ülkenin ana muhalefet partisi genel başkanı da savunuyor. Bu tür bir ana muhalefet partisi genel başkanı olduğu bir ülkede şüphesiz terörle mücadele de kolay olmayacaktır" dedi.
İsrail'in Suriye sınırında düzenlediği hava operasyonunu da kınayan Erdoğan, "İsrail'i şımarık bir oğlan tarzında besleyenler, İsrail'den her şeyi bekleyebilirler" ifadelerini kullandı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Prag'a hareketi öncesinde Atatürk Havalimanı'nda basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Erdoğan, bir basın mensubunun İsrail'in Suriye'ni Lübnan sınırında düzenlediği operasyonunu hatırlatması üzerine, "Bölgede her an her şey olabilir. Hele hele İsrail sorununa bugüne kadar yanlış bakanlar, İsrail'i bir şımarık oğlan tarzında besleyenler, İsrail'den her şeyi bekleyebilirler. Kaldı ki İsrail'in Suriye'ye ilk bu tür bir müdahalesi değildir. Biz İsrail Suriye arasında tüm bunların çözümüne yönelik ara bulucu da olmuştuk. İsrail Başbakanı ile Türkiye'de resmi konutumuzda çalıştık. 'Cuma tekrar görüşeceğiz' diyerek ayrıldı. Cumartesi biz bütçe görüşmelerindeyiz bakıyoruz ki aynı gün Gazze'ye İsrail saldırıda bulunuyor ve yediden yetmişe o insanlar ve yavrular öldürülüyor. Ege'de 9 tane bizim insanımızı uluslar arası sularda şehit eden İsrail bu. İsrail tarihin affetmeyeceği bir devlet yapısına sahiptir. Devlet terörü estiren bir anlayışa sahiptir. Lübnan'dan gelip girmiştir, Şam istikametinde giderken orta bir bölgede bunu yapmıştır. 'buradan Lübnan'a silah götürülüyor' diyerek yapmıştır" dedi.
Başbakan Erdoğan, İran'ın İsrail operasyonuna gösterdiği tepkiye ilişkin olarak ise şunları söyledi:
"İran önce şu ana kadar Suriye'ye yönelik takındığı tavrı bir gözden geçirmelidir. İran'ın Suriye'ye karşı takındığı tavrı olumlu bulmuyoruz. Suriye'de bugün bir zulüm vardır. Bu zulüm tanımlanabilecek kelimelerin bulunmadığı bir zulümdür. 60 bin insan öldürülmüştür. Bu insanlar Suriye'nin vatandaşı ve İran'ın değerlerini paylaştığı insanlardır. Bu insanlar orada öldürülürken İran hala sessizdir. 700 bine yakın mültecisi vardır Suriye'nin. Ülke içinde 2.5 milyon mülteci vardır. İran bunlara karşı ne yapıyor. İsrail'in hava sahasını ihlali bu şekilde değerlendiren İran'ın bunu da değerlendirmesi lazım. Bölgede müşterek bazı adımların atılmasına imkan sağlaması lazım. Bu hava sahası ihlalini makul karşılamaz asla mümkün değil. Kınamanın ötesinde bir tavrın buna karşı konulması gerekir".
Son günlerde DHKP-C terör örgütünün artan saldırıları ve buna karşı alınan tedbirler ile ilgili soruları da yanıtlayan Erdoğan, tedbirleri ve müdahaleleri görüyorsunuz. Gerek istihbarat teşkilatlarımız, gerek güvenlik güçlerimiz çalışıyorlar. Geçenlerde İstanbul'da yapılan operasyonu gördünüz. Bu operasyonda polisimiz gayet başarılı şekilde operasyonu gerçekleştirmiş ve burada bu terör örgütünün mensuplarında ciddi bir kısmı ele başları ele geçirilmiştir. İçlerinde 11 avukat var. Bu avukatları da dışarıdaki bazı avukatların savunması manidardır. Terör örgütünün içerisindeki aktif görev alan bu avukatları dışarıdaki avukatlar savunuyorlar. Ne yazık ki bu ülkenin ana muhalefet partisi genel başkanı da savunuyor. Tabii bu tür bir ana muhalefetin genel başkanın olduğu ülkede, şüphesiz terör örgütü ile mücadele de kolay olmayacaktır. Burada yük iktidara ve milletimize kalıyor. Biz milletimizle beraber bu işi çözeceğiz. Burada çelik kapılar mı var kaynaklarla keseceğiz. Kestik kestik, kesemedik camdan gireceğiz ama bu işi yapacağız. Hükümet olarak görevimiz halkımızın güvenliğini sağlamaktır. Bize icazet sandıkta bunun için verildi. Bunu başarmak için elimizden geleni yapacağız. Bunun böyle bilinmesi gerekir. Kimse başka bir şey beklemesin. Oyunun kuralları neyi gerektiriyorsa bunu yapacağız" şeklinde konuştu.
Başbakan Erdoğan konuşmasında Şangay Beşlisi çıkışını eleştiren köşe yazarlarına da yanıt vererek, şunları söyledi:
"Şangay Beşlisi ile Avrupa Birliği (AB) alternatif kuruluşlar değil. Birine girdiğinde birini terk etmek gibi bir durum yok. Şunu bilmelerini istiyorum o kişilerin, 'güvenlik niyetiyle kurulmuş da sınır güvenliği konusunda işbirliği yapan bir örgüt' anlayışı yanlıştır. Şangay Beşlisi ülkeleri ekonomik işbirliğini de sürdürüyorlar. Gözlemci üyeleri ve diyalog ortakları mevcut. Biz şu an diyalog ortağı imkanı almış bir ülkeyiz. Geçen bir köşe yazarı var 'diyalog ortaklığı diye bir şey yok' diyor. 'Türkiye diyalog ortaklığına bile kabul edilmedi' diyor. Buradan onun da bilmesini istiyorum öğrensin"
Türkiye'nin AB sürecini değerlendiren Erdoğan, "AB sürecinde kalmak kalmamak olayında ben milletime ve size bir soru sormak istiyorum. 50 yıl AB kapısında bekletilen bir ülke sonunda bir karar vermek durumunda olmaz mı. Bunu AB hiçbir ülkeye uygulamamıştır. 50 yıl bekleyen bir ülke yok. Böyle bir uygulamayı Türkiye'ye karşı yapıyorlar. Biz de burada 'yapacaksan yap yapmayacaksan açıksa söyle' diyoruz. Yakında bizim bir bürüksel ziyaretimiz olacak. Orada da açıkça konuşacağız. Olacaksa olsun olmayacaksa illa bizim ayrılmamızı bu noktada bekliyorsanız bunu da ayrıca değerlendiririz. İngiltere ne yaptı '2015'de seçimi kazanırsam AB üyeliğini referanduma götüreceğiz' dedi. Almanya tutuştu. İngiltere daha önce euro bölgesine girmemek suretiyle ilk tavrını koydu. Bu kararı vermek ile isabetli bir karar vermiş. Şu anda euro bölgesi bedelini ödeyenler, İngiltere'ye aynı bedeli ödetemiyorlar. Biz hamdolsun onlara ihtiyacımız olmadan kendi ayaklarımız üzerinde durduk. Bu konuda alternatif arayışlarımız olacaktır. 'Şangay Beşlisi üyesi ülkelerde demokrasi yok' deniyor. AB üyesi ülkeler içerisinde şu andaki demokrasiye bir anda gelinmedi. Ruanda'yı unutmayın AB üyesi ülkelerden birinin Cezayir'de yaptıklarını bilelim. Romanlar şu anda AB muktesabatı içerisinde korunası gereken insanlardır. Roman olduğu için onlara her türlü demokratik olmayan uygulamaları yaptılar. Zenci olanlara siyahlara yaptılar. Müslümanlara yaptılar. İslamofobia hangi demokratik anlayışa sığıyor. İnanıyorum ki Şangay Beşlisi de zaman içinde bu demokratikleşme sürecini daha iyi bir konuma getireceklerdir. Türkiye'nin 20 yıl önceki durumun düşünün birde bugün geldiği durumu düşünün. İleri mi gidiyoruz geriye mi gidiyoruz buna bakın. Dün konuşulamayanlar bugün konuşuluyor. Dün yazılamayanlar bugün yazılıyor"
(KS-ÖFA-Y)

03.02.2013 13:24:24 TSI

Editör: Wan Haber