Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AB süreciyle ilgili olarak, "Geçenlerde ben Putin Bey'e 'alın bizi Şangay Beşlisi'ne, biz de AB'den vazgeçelim' dedim. Şangay Beşlisi daha güçlü, daha iyi" diye konuştu.
24 TV'de yayınlanan "Sansürsüz Özel" programına katılan Başbakan Recep Tayip Erdoğan, gündemdeki konulara dair açıklamalarda bulundu.
Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üyelik süreciyle ilgili konuşan Başbakan Erdoğan, "Çok açık söyleyeyim, unutmak kaybetmek söz konusu değil. Her toplantıda Egemen Bey bize sunumunu yapar. Egemen Bey, sürekli Avrupa'da takipte. AB bizi unutmak istiyor, korkuyor unutamıyor. NATO halkı müslüman bir ülkeyi zamanında almış, ama artık almak istemiyor. AB, 'NATO'nun düştüğü yanlışa ben düşmek istemiyorum' diyor. Biz sizinle AGİT'te beraberiz, NATO'da beraberiz. Niye AB içinde bu kadar farklı bir yaklaşım içindesiniz. Onun için geçenlerde ben Putin Bey'e 'Alın bizi Şangay Beşlisi'ne biz de AB'den vazgeçelim' dedim. Şangay Beşlisi daha güçlü, daha iyi. Şu anda bizim kurduğumuz bazı münasebetler var ve bunların getirisi var. Taşlar yerine tam oturmalı. Biz bunları söylerken onlar da gerekli hesaplamaları yapıyor diye düşünüyorum" dedi.

BAŞKANLIK SİSTEMİ
Konuşmasına, başkanlık sistemiyle ilgili görüşleri aktararak devam eden Başbakan Erdoğan, "Geçen gün arkadaşlarımızla çalışma yaptık. Mart sonu itibarıyla muhalefetin uzlaşmaz tavrı değişmezse bu iş biter. Şuanda yapılan çalışmalarda anlaşamadıkları yerler oluyor. Anlaşamadığınız yeri koyun bir kenara, anlaşamadığınız yerleri sonra tekrar masaya yatırırsınız. Başkanlık sistemi konusu var. Bu partimizin teklifidir. Kabul edersiniz etmezsiniz ayrı bir konu. Ama tartışılsın. Halkımız bu konuda bilinçlensin. Ana muhalefet partisinin genel başkanı 'başkanlık sisteminde parlamento yok' diyorsa, onu bilgilendirmek de bizim görevimiz. Bizim derdimiz bu. ülke parlamenter demokrasiyi başkanlık sistemiyle güçlendirecektir. Yasama çok daha seri ve güçlü kararlar verebilecektir. Biz kendimiz anlaşamadığımız takdirde anayasa paketimizi getireceğiz. Diğer partiler hazırlıksızlar bu işte" dedi.
Gazetecilerin 'Üniversiteler Başkanlık sistemiyle ilgili paneller düzenleniyor. Soru işaretleri genellikle bürokrasinin seçkin tabakası bu konuda hazır değil. Halkla ilişkiler konusunda bir şey yapıyor musunuz? sorusuna cevap veren Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Derdimiz bu ülkede bu tartışılsın. Biz de belli STK'larla olsun hocalarımızla olsun konuşuyoruz. Soruyor mesela 'Rusya neyle yönetiliyor.' Bilenler bilmeyenler ortaya çıkıyor. Ben bir şey söyledim. Dünyada birçok ülkede Başkanlık sistemi var. Fakat bunların hepsi birbirinin aynı değil. Çok farklı uygulamalar var. Biz bunları masaya yatırırız. Olumlu taraflarını alır kendi geleneklerimizle de mix ederek Türk tipi başkanlık sistemi çıkarırız. Bazı köşe yazarları gırgıra aldılar. Ben batının ilmini alırım ve bundan istifade ederim. Bakarım ABD nasıl uyguluyor, Rusya nasıl uyguluyor. Bakıyorsunuz Fransa yarı başkanlık uyguluyor. Ondan da alacağım var. Biz de sistemimizi de oluştururuz. Dünya bakın Türkiye'nin başkanlık sistemi budur der böyle çıkarız Bu ülkenin tarihi zengin."

DANIŞTAY'IN BAŞÖRTÜSÜ KARARI
Gazetecilerin, Danıştay'ın başörtüsüyle ilgili kararını değerlendiren Başbakan Erdoğan, "Bunlar olması gerekendi. Başörtülü ile başı açık olanı niye ayırt ediyorsun? Bu onun en doğal yaşam hakkı. Bu kadar tahsili niye aldı gidip evinde otursun diye mi? Ülkenin sosyal yaşamı içinde yerini alacak. Danıştay'ın verdiği karar burayı aralayacaktır. Anayasa mahkemesine bireysel başvuru hakkı var. Her vatandaşımız bunu kullanmalıdır. Bazı gariplikleri ülkemde yaşıyoruz. Sabır sonunda zaferi getiriyor. İmam Hatip okulları meselesinde yaşadık. Bu haksızlık" dedi.
4. yargı paketinin ne zaman devreye gireceğine ilişkin soruya ise Başbakan Erdoğan, "Şuanda arkadaşlar yargı paketinin çalışmasını sürdürüyorlar. Cezaevlerinde eşlerin aileleriyle bir araya gelmesi konusunu içeren 14-15 maddelik bir paket var. Onu süratle geçirelim diyoruz" cevabını verdi.
Konuşmasına devam eden Başbakan Erdoğan, "İçeride 400'e yakın emekli muvazzaf subay var. Bunları ağırlıklı kısmı tutuklu ve bu arada da yine mağdur ve ya şüpheli şeklinde çağrılanlar oluyor. Bir de bir ajan meselesi çıktı. Bana göre çok ağır olan örgüt kurmaktan, örgüt elemanı olmaktan. Öyle bir şeyin delilleri kesinse ver hükmünü bitir, ama yoksa yüzlerce subayı hele hele genelkurmay başkanını bu şekilde değerlendirirsen bu yanlıştır. Bu da ordu içinde moral bozukluğuna neden oluyor. Bu yenilir yutulur bir şey değil. İster istemez altta 232 kişi bu şekilde çağrılınca üstte de kuvvet komutanlarımız 'biz mücadele verirken ben bu komutanları nasıl göndereceğim' diyor. Amacım yargıyı yargılamak değil, ama doğru adımlar atmak lazım. Bunların içinde karacısı var, denizcisi var. Terörle mücadele etmek için onlara ihtiyacımız var, ama oralara gönderilecek subayımız kalmadı" diye konuştu.
(YHY-YHY-Y)

25.01.2013 21:15:46 TSI

Editör: Wan Haber