Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AB'yi eleştirerek, "AB yolunda tahammülümüz zayıfladığı gibi, teröre gösterilen müsamaha noktasında hiç tahammülümüz kalmamıştır" dedi. AB liderlerine terör konusunda sorular yönelten Erdoğan, "Türkiye'ye ağır bedeller ödeten teröre neden bu kadar müsamaha gösteriyorsunuz" ifadelerini kullandı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin İl Danışma Meclisi Toplantısı'na yaptığı açıklamada Avrupa Birliği'ni (AB) eleştirdi. Konuşmasının büyük bir bölümünü AB'ye ayıran Erdoğan, "Biz batıya doğru akan bir istikbal içinde kalıba sokulacak, zincire vurulacak, hele hele bir çocuk gibi avutulacak, oyalanacak bir ülke de değiliz. Türkiye bin yıllardır olduğu gibi bugün de yarın da tabii mecrası içinde istikbale olan yürüyüşüne devam edecektir. Bu yürüyüşün önüne engel çıkarılırsa bu yürüyüş oyalamak suretiyle yavaşlatılmak istenirse, biz aynı istikamette ama farklı mecralarda yürüyüşümüzü kararlılıkla sürdürürüz. Sözlerimi bir eksen kayması, bir hedef sapması olarak algılayanlar varsa, onlar çok büyük bir yanılgı içindeler. On yıl boyunca nasıl aziz milletimizin belirlediği istikamette yürüdüysek, bundan sonra da yine milletimizin gösterdiği istikamette kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz. Ancak bizim oyalanmaya tahammülümüz yoktur. Biz sudan bahanelerle, komik gerekçelerle kapıda bekletilecek bir ülke değiliz. 54 yıldır Türkiye oyalanıyor. Çıkıyorlar, bize dedikleri şu: 'kriterleri yerine getirmiyorsunuz'. Kriterleri karşılamadığı halde bir çok ülkeyi üye yapıyorsunuz ama iş Türkiye'ye gelince 'kriterleri karşılamıyorsunuz' bahanesini öne sürüyorsunuz" dedi.

KIBRIS SORUNU
Göreve geldiklerine AK Parti olarak o dönem yapılan AB Liderler Zirvesi'ne çağrıldıklarına dikkat çeken Erdoğan, "Sarkozy geldi. Sarkozy, liderler zirvesindeki yapıyı değiştirmeyi Merkel'e teklif etti ve Merkel de kabul etti. Birlikte yeni bir yapılanma ile Türkiye ve Hırvatistan'ı liderler zirvesinden çıkardılar. Sadece bizi davet etmemekle kalmadılar, dışişleri bakanlarımızla bile yapılan görüşmeler artık şöyle yoldan geçerken, rastgele yapılan görüşmeler. Bu arada o zaman 15 ülke AB üyesiydi. Değerli arkadaşlarım, 10 tane yeni ülke aldılar. Bunlardan en hassas olanı, Güney Kıbrıs Yönetiminin AB yönetimine dahil edilmesidir. AB'ye güney Kıbrıs'ı almak istedikleri zaman, bu gündeme geldiğinde kuzey ile güneyin birleştirilmesi noktasındaki çalışmada garantör ülke olmamız nedeniyle birlikte çalışma yaptık. Nasıl oldu ise bizim girişimimiz ile Davos'ta oldu. Davos'un benim dünyamda iki hatırası var. Bunlardan birisi olumludur, birisi olumsuzdur. Olumlu olan Kofi Annan'a yaptığım tekliftir, 'Gel, bu Kıbrıs sorunu çözelim sen bu işin başını çek. Biz Rumlardan her zaman Rumlardan bir adım önde olacağız' dedim. Hakikaten görüşmelerini yaptı ve 'tamam' dedi. Ve yola çıktık. Başarısız olduğumuz ya da bende olumsuz hatıra bırakan da Şimon Peres olayıdır. One minute olayı" diye konuştu. Kofi Annan ile başlayan çözüm sürecinde en kritik dönemin İsviçre'de yaşandığına dikkat Çeken Erdoğan, şunları söyledi:
"O süreçte bizim için en önemli olan yer İsviçre sürecidir. Orada 4 gün çalışma yaptık. Bu çalışmada o zaman başbakan konumunda olan sayın Talat vardı. Yanında merhum Denktaş'ın oğlu vardı. Böyle bir süreçte oradaki çalışmayı yaptık. Son ana geldik. Bütün görüşmeler bitti. Son anda Kofi Annan karşılıklı olarak bir aradayız. Yunanistan, Türkiye, Güney Kıbrıs. Bu sırada Karamannis söz istedi, dedi ki 'bunu erteleyelim'. Ben şaşırdım. Döndü Annan bana 'ne diyorsunuz sayın başbakan' dedi. Ben 'size ne dedim, Rumlardan bir adım önde olacağız. Sözümüzden geri adım atamayız. Artık dört gündür çalışıyoruz bu imzanın atılması gerekiyor' dedim. Annan da dedi ki 'geri adım atamayız', orada imzalar atıldı. Orada o imzalar atıldı ama ardından bir hafta sonra referandum. Kıbrıs'ta referandum. Kuzey yüzde 60 ile Annan planına 'evet' diyor, güney yüzde 71 ile 'hayır' diyor. Annan planına hayır diyen Güney Kıbrıs yönetimi AB'ye alınıyor, Kuzey Kıbrıs cezalandırılıyor. Biz buna rağmen sabır çektik. Şu anda güney Kıbrıs tarafı samimi değiller, çözmek istemiyorlar. Sadece oyalama politikaları ile zaman kazanmaya çalışıyorlar. Sınır sorunu olan, ortadan bölünmüş bir ada hangi kriterler, hangi ölçü ile AB'ye üye yapılmıştır? Bunun adalette yeri var mı? İnsaf, hakkaniyet bunun neresinde. Tamamiyle ideolojik. İdeolojik yaklaşımları ile bunu almışlardır. Türkiye'yi almayışlarını tek sebebi de yine ideolojik yaklaşımdır."

AB LİDERLERİNE "TERÖR" SORULARI
Konuşmasında AB liderlerine terör konusunda sorular yönelten Erdoğan, "Türkiye'yi eleştiren, Türkiye'yi sürekli mahkum eden, sürekli kriterler çıkaran AB'ye bir soru sormak istiyorum. Bir yandan Türkiye'yi kriterlere uymamakla itham edip, bir yandan Türkiye'nin önüne yeni şartlar sürerken, diğer yandan Türkiye'ye ağır bedeller ödeten teröre neden bu kadar müsamaha gösteriyorsunuz? Sürekli terör sorunundan dem vurduğunuz halde niçin Türkiye'nin terörle mücadelesine gereken desteği vermiyorsunuz? Ben de aziz milletimiz de bu sorunu cevabını almak istiyoruz. Bir hesaplamaya göre terörün Türkiye'ye sadece ekonomik maliyeti 30 yılda 350 milyar doların üzerinde. Bir yandan bu teröre müsamaha gösterip, bir yandan da Türkiye ekonomisini, siyasetini, demokrasisini eleştirmek tam anlamıyla çifte standarttır. Yıllardır kırmızı bültenle aranan azılı canilere bazı Avrupa ülkelerinde kol kanat geriliyor. Değişik terör örgütlerinin liderleri Avrupa sokaklarında serbestçe dolaşırken, uzaktan hiç çekinmeden örgütlerini yönetebiliyorlar. Berlin'in göbeğinde bölücü terör örgütü posterini asılı olduğu çadırda para toplanıyor. Milyonlarca euro oradan bölücü örgüte geliyor. Türkiye'de cinayet işlediği sabit olan militanlar mahkemelerde komik cezalar alıp ertelenmiş cezalarla sokağa salıveriliyorlar. Terör örgütünün para toplamasına büyük müsamaha gösteriliyor. Bütün bunlar yetmezmiş gibi o azılı teröristler sınırları serbestçe geçip üzerilerinde bomba yerleştirip benim ülkemde alçakla suikastler düzenleyebiliyorlar. Bunların Avrupalı yöneticilerin önü koyduğumuzda bize 'özgürlük, hukuk, demokrasi' diyorlar. İnsan katletmek ne zamanda beri özgürlük oldu? Terör örgütü kurmaya, yönetmeye insan katletmeye müsamaha göstermek ne zamandır demokrasi oldu? AB yolunda tahammülümüzün zayıfladığı gibi, teröre gösterilen müsamaha noktasında hiç tahammülümüz kalmamıştır" şeklinde konuştu.
Türkiye olarak "AB ile terör arasındaki muhabbetin üzerine gideceklerini" söyleyen Başbakan Erdoğan, "Önce Paris'te yaşanan olay, ardından Ankara ABD Büyükelçiliği'ne gerçekleştirilen, bir vatandaşımızın şehit olmasına ve bir gazeteci kardeşimizin yaralanmasına sebep olan olay, AB ile terör arasındaki muhabbetin güçlü bir şekilde sorgulanmasının gereğini ortaya koymuştur. Türkiye olarak bu muhabbetin üzerine çok daha kararlılıkla gideceğiz" ifadelerini kullandı.
(MS-ÖFA-OK-Y)

09.02.2013 17:11:29 TSI

Editör: Wan Haber