Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, BDP'lilerin İmralı'ya gerçekleştirileceği ikinci ziyaret ile ilgili olarak "Siyasi uzantılarının adaya gitmesi noktasında verilmiş bir söz ya da zaman söz konusu değil" dedi. Bazı belediyelerin kendilerine gönderilen kaynakları farklı yerlere yönlendirmeye çalıştığını söyleyen Erdoğan, "Biz bu gönderilen paranın o şehirde eserini görmemiz lazım" ifadelerini kullandı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Prag seyahati öncesi Atatürk Havalimanı'nda basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
İmralı süreci ile ilgili açıklamalarda bulunan Tayyip Erdoğan, "Silahları bıraktırılmadan, bizim bölücü terör örgütü ile mücadeleyi kesmemiz söz konusu değil. Siyasi temsilcileri ile müzakereleri hep yapabileceğimizi söyledim. Tabii İmralı'nın vermiş olduğu mesajların çok önemli olduğunu, bunun yine istihbarat örgütümüzün bize aktardığı bilgiler çerçevesinde görüyoruz. Burada kendilerine göre Kandil'in verdiği mesajlar, Avrupa'nın verdiği mesajlar ve siyasi uzantılarının verdiği mesajlar var. Bu mesajlar çerçevesi içerisinde bu silahlar bırakılacak olursa ki bir televizyon programında açıklamalarımız oldu. Hatta teröristlerin ülkemizi terk etmeleri halinde de her türlü içerisinde bu ülkeyi terk etmesine de imkan hazırlarız. Bunları söyledik. Şu anda da aynı noktadayız. Yeter ki ülkemizin refahına huzuruna adım atalım, bölgedeki sükuneti ülke genelinde sağlamış olalım" dedi.
Güvenlik güçlerini operasyon meraklısı olmadığını söyleyen Erdoğan, "Ama gerek asayişin temininde, gerekse terör ile mücadelede onların asli görevi o huzuru sağlamaktır. Bunun için operasyon yapılması gerekiyorsa o zaman operasyon yapar. Bunun dışında ne polisin ne askerin durup dururken operasyon yapma derdi vardır. Onların bir görevi var. Var oluş sebepleri neyse bunu yeri geldiğinde yerine getirecektir" diye konuştu.
"İMRALI'YA ZİYARET KONUSUNDA VERİLMİŞ BİR SÖZ YA DA ZAMAN YOK"
Başbakan Erdoğan, İmralı'ya yapılacak yeni ziyaretle ilgili bir soru üzerine, "Siyasi uzantılarının adaya gitmesi noktasında verilmiş bir söz ya da zaman söz konusu değil. Bu konuda bizler bu süreci bu çözüm sürecini sağlıklı işletebilmek için adalet bakanlığımıza bu noktada bir tasarruf noktası verdik ve birincisi gerçekleşti. Ama ikinci ziyarete yönelik izni ve bunların kimler olacağı yönündeki tespiti adalet bakanımız yapar. Kendilerine de bu hafta içinde mi haftaya mı olur adalet bakanlığımız sunacağı tekliften sonra takvimi belirleriz. Bu hafta içi diye bir tarih yok" ifadelerini kullandı.
"GÖNDERİLEN PARANIN O ŞEHİRDE ESERİNİ GÖRMEMİZ LAZIM"
Erdoğan, terör örgütünün güçlendirilmiş yerel yönetimlere yönelik bir talebinin olup olmadığının sorulması üzerine şunları söyledi;
"Güçlendirilmiş yerel yönetimler ifadesini bir yerel yönetici olarak ben doğru bulmuyorum. Şu anda Türkiye'deki yerel yönetimler güçlüdür. Ve hiçbir dönemde olmadığı kadar güçlüdür. Mali noktada hiçbir dönemde görmedikleri imkanı görmektedirler. Bunların tabii bu yakaladıkları imkanı maalesef bu KCK operasyonlarında gördüğümüz olay budur. Bunu farklı yerlere kanalize etmek isteyenler var. Belediye ile uzaktan yakından alakası olmayan tipler şu anda bu siyasi uzantın elindeki belediyelerde maalesef belediyeyi perde gerisinden yönetmektedirler. Mali imkanların harcanmasında ciddi sıkıntılar vardır. Bunu o illerdeki yatırımlarda görüyoruz. Ne altyapı ne üstyapıda bir şey göremiyorsunuz. Peki nereye gidiyor bu para imkanlar nerede. Biz bu gönderilen paranın o şehirde eserini görmemiz lazım. Trilyonlarca lira bir şehre girer de bu para eser olarak kendini göstermez ise tabii ki devletin üst kurumları bunu denetleyecektir. Bu denetleme bunları rahatsız ediyor. Arzusu ne bizi kimse denetlemesin, yargı yolu da kapalı olsun. Böyle bir şeyin olması mümkün değil.. Burası bir defa bir hukuk devletidir. Devletin bütün anayasal kurumları gereğini yapacaktır. Kaldı ki yerel yönetimlerin de böyle bir özelliği vardır. O yerel yönetimler de buradaki hukuka saygılı duyacaktır. Uymadığı takdirde bedelini ödeyecektir"
"KİMSE İLE ANLAŞMA MASASINA OTURMUYORUZ"
Başbakan Erdoğan demokratik özerklik taleplerinin hatırlatılması üzerine, "Demokratik özerklik noktasında sizleri bir on yıl öncesine götürmek isterim. Acaba bunu söyleyenler bugün yaşadıkları şartları yaşıyorlar mıydı. Her zaman söylüyorum partinin kurulma çalışmalarını yaptığımda bölgeyi dolaştığım zaman bölgedeki bütün Kürt kardeşlerimin bizden isteği olağan üstü hali kaldırmak idi. Biz iktidarımızın ilk ayında olağanüstü hali kaldırdık. Şu anda güneydoğu ve doğuya yaptığımız yatırımların toplam bedeli 36 katrilyonu bulmuştur. Altyapı üst yapı her şey. Bunun içinde eğitim sağlık adalet emniyet var. Bunun içinde enerji var. Şimdi Hakkari'nin merkezine, 150 yataklı modern hastane kurduk. Havaalanı yapıyorsun adamlar tehdit ediyor. Müteahhit firmanın iş makinelerin yakıyorlar. Benim Kürt kardeşlerimin temsilcisi olduğunu iddia eden teröristler. Barajlar yapılıyor, neymiş bu barajlar onlara karşı yapılıyormuş. Baraj elektrik üretmek için yapılır. Yoksa bu sular boşu boşuna akar gider. Yıllarca bu ülkede su akar Türk bakar dendi. Su akar Türk yapar diyoruz. Şu an inkar, asimilasyon politikaları ayaklarımızın altındadır. Kimse Kürt kardeşlerimizin varlığın inkar edemez. Türkiye'de artık Kürt sorunu yoktur terör sorunu vardır. Ama biz burada etnik milliyetçiliğin hepsine karşı olduğumuzu söyledik. Biz Kürt milliyetçiliğine de Türk milliyetçiliğine de, diğer milliyetçiliklere de karşıyız. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı ortak paydasında bütünleşelim istiyoruz" şeklinde konuştu.
Terörün bitirilmesi konusunda dünyanın hiçbir yerinde net bir takvim konamayacağını söyleyen Erdoğan, "Biz kimse ile de bir anlaşma masasına oturmuyoruz. Bizim illegal bir örgütle anlaşma masasına oturmak gibi bir derdimiz olamaz" dedi.
(KS-ÖFA-Y)

03.02.2013 12:32:41 TSI

Editör: Wan Haber