Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin bu kadar oyalanmasının kabul edilebilir olmadığını belirterek, "Adama sorarlar, 54 yıl siz Türkiye gibi bir ülkeyi niye bekletiyorsunuz?" dedi.
Prag temaslarını sürdüren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Çek mevkidaşı Petr Neças ile birlikte düzenlediği basın toplantısında, Şangay 5'lisi ile AB'nin birbirine alternatif olmadığını kaydetti.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, resmi temaslarda bulunmak üzere geldiği Prag'da Çek Cumhuriyeti Başbakanı Petr Neças ile birlikte başkanlık ettiği heyetlerarası görüşmenin ardından ortak basın açıklamasında bulundu. Türkiye'nin AB'ye girememesi halinde Şangay 5'lisinin alternatif olup olamayacağının sorulması üzerine Erdoğan şöyle konuştu:
"Demek mesafe alıyoruz, bundan dolayı ayrıca mutluyum. Şu an dış illeri bakanımız ve AB bakanlığımız süreci takip ediyorlar. Şu an dış illeri bakanımız ve ab bakanlığımız süreci takip ediyorlar. Belirlenecek tarihte de bizler Brüksel'e olan ziyaretimizi gerçekleştireceğiz. Zira Brüksel ziyaretimizin tabi birçok boyutu var. Hem Avrupa Birliği boyutu var, hem de AB dışında da özellikle Belçika'ya olan ziyaretimiz, iade-i ziyaret olarak bu süreçte var. Tabii burada işlenecek konular, 35 tane faslın neresinden başlasam ki diye başlığı atıyorum çünkü 35 fasıl var. Çek Cumhuriyeti'nin AB içindeki mazisi biliyorsunuz çok eskilere dayanmıyor. Çok kısa zamanda, yani şurada daha 10 yıllık bir mazisi var. Biz Avrupa Birliği'nde liderler zirvesi yaparken, biliyorsunuz o zaman 15 ülkeyle liderler zirvesine katılıyorduk. Ama daha sonra ilk etapta 10 ülke AB'ye alındı. Ardından 2 ülke daha alınmak suretiyle üye sayısı 27'ye ulaştı. Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne müracaatı, eğer resmi müracaat olarak ele almazsak, 50 yılı aşmış durumda. Çünkü bizim asıl bu işin kapısında oluşumuz 59'a dayanıyor. 63 yılında resmi müracaat süresi başlamıştır".
Bu süre içerisinde Türkiye'nin bu kadar oyalanmasının kabul edilebilir olmadığını belirten Erdoğan, "Adama sorarlar: 54 yıl siz Türkiye gibi bir ülkeyi niye bekletiyorsunuz? Yani yapamadığı veya yapmadığı veya yerine getirmediği ne var? Ağızlarında tek şey var: Ankara Antlaşması.
Ankara Antlaşması'nın şöyle biraz daha gerisine git bakalım. Orada ne var? Buralara tabii girmek istemiyorlar. Ve biz bütün bunlara varız. Eş zamanlı olarak yapılabilecek çok şey var. Şu anda ab üyesi ülkelerinin birçoğunun standartları Türkiye'nin yakaladığı AB müktesebatı içindeki standartları tutmaz. Maastricht kriterler noktasında AB üyesi ülkelerin birçoğu dökülüyor. Bunları zaten görüyoruz.
Bakın şu anda İngiltere ne diyor? İngiltere diyor ki: 2015'te, Sayın Cameron açıklamasını yaptı, eğer ben seçimi kazanırsam AB üyeliğimizi referanduma götüreceğim dedi. Acaba neden? Kaldı ki, para birliğinde biliyorsunuz İngiltere başından birliğe uymamıştır. Ve Eurozone'a girmemiştir. E bu girmeyişinin sebebi hiçbir zaman sorulabildi mi? Sorulamadı. Ve bu süreci bu şekilde İngiltere devam ettirmiştir. Böyle de bir durumu söz konusu. Eurozone içerisinde olanlar da şu anda bedel ödüyorlar. Ciddi manada bedel ödüyorlar. Halk da tabii isyanda. Ben çalışacağım, sen öbür tarafta batanın gidip borcunu ödeyeceksin, böyle şey olmaz diyorlar. Biz Türkiye olarak şu anda ayaklarımız üzerinde duruyoruz. Bu ekonomik krizlerin olduğu dönemde bizler başarılı bir şekilde bu süreci devam ettirdik. Ve 10 yıl içerisinde IMF'ye olan 23,5 milyar dolar borcumuzu bitirme noktasına getirdik. Ve Mayıs ayında 23, 5 milyar dolar borcumuzu sıfırlıyoruz. Biz artık IMF ile stand-by antlaşması yapmıyoruz. O iş de bitti. Bu dönemde Merkez Bankamız çok ciddi bir güç kazandı. Şu anda Merkez Bankamız 1'e 5 katlamış vaziyette, böyle bir güce ulaştı. Tabii bu güce ulaşması da gene bizim ayaklar üzerinde duruşumuzu farklı bir noktaya getirdi. Yeter ki biz AB üyesi, olan ülkelerle olan bu dayanışmamızı en azından AB bizi içine almamış olsa bile bu ilişkilerimizi bu şekilde devam ettirelim istiyoruz. Fakat tabii gönlümüz bizi henüz Türkiye Cumhuriyeti olarak AB içerisine almadınız ama AB üyesi ülkeler içerisinde 5 milyon Türk yaşıyor. Siz bizi resmen almadınız ama Türkiye buraya zaten halkıyla girmiş vaziyette. Oyalamayın gelin bu işi bitirelim diyoruz.
Biliyorsunuz Avrupa Birliği'nin kuruluşu Kömür Birliği olarak başlamış, ondan sonra Demir-Çelik Birliği olmuş, ondan sonra gelmiş Avrupa Ekonomik Topluluğu olmuş, daha sonra Avrupa Topluluğu olmuş, daha sonra Avrupa Birliği'ne gelişmiş. Yani siyasi-sosyal bir işbirliği olarak en son vardığı nokta böyle bir noktaya gelmiş. Tabii ki bu arada dünyada birçok oluşumlar var. İşte bunlardan bir tanesi ASEAN'dır, bir tanesi Şangay İşbirliği noktasındaki 5'lidir. Bu 5'linin içerisinde de şimdi gözlemci olanlar vardır, diyalog ortaklığı elde edenler vardır. Türkiye de şu anda Şangay İşbirliği içerisinde diyalog ortaklığına kabul edilmiş bir ülkedir. Böyle bir noktadayız. Ve bu sadece güvenliği esas alan bir birlik de değildir. Adı üzerinde Şagngay İşbirliği 5'lidir. 5'linin yanında diğer ilaveler de vardır. Bunun içinde ekonomik ilişkiler de vardır, hepsi vardır. Ama bilen de konuşuyor, bilmeyen de konuşuyor bu konuda. Ve bizler bu noktada adımımızı attık ve bunu geliştirmeye devam edeceğiz. Bunlar birbirinin de alternatifi değildir, bunu da özellikle ortaya koymak isterim. Tabii bu arada Çek Cumhuriyeti'nin de bir evladı olan Füle'den özellikle destek istiyoruz. Bu desteği de Füle gayretleriyle ortaya koymalıdır diye düşünüyorum" dedi.
(CTŞ-ÖK-D)

04.02.2013 15:16:54 TSI

Editör: Wan Haber