Türkiye’de faaliyet gösteren uluslararası sermayeli firma temsilcileri ile hükümetin ekonominin başındaki bakanları İstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan ev sahipliğinde düzenlenen “Türkiye’ye Güvenenler Türkiye’de Üretenler” konulu toplantıda bir araya geldi.

Türkiye’de faaliyet gösteren ve ülkenin kalkınmasında önemli rol alan uluslararası sermayeli çok sayıda şirket yöneticisinin hazır bulunduğu toplantıya Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi, Maliye Bakanı Naci Ağbal ve AK Parti Dış İlişkilerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mehdi Eker katıldı.

Toplantıda söz alan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehdi Eker, “15 Temmuz gecesi yapılmaya çalışılan kalkışma bir yönetim değişikliği değildi. Bir yönetim değişikliği talebi değildi. O gece yapılmak istenen Türkiye'nin çökertilmesi. Türkiye bütün kurum ve kuruluşlarıyla çökertilsin ve Türkiye bir kaosa sürüklensin ve Uluslar arası müdahalelere açık hale gelsin. Yapılmak istenen buydu. Başka türlü milletin kalbi olan parlamentonun F-16 savaş uçaklarıyla bombardıman altına alınması mümkün değil. Millet o gece demokrasiye sahip çıktı. İnsan haklarına sahip çıktı. Milli iradeye sahip çıktı. Yani hukukun üstünlüğüne sahip çıktı. Ve darbenin karşısında durdu” dedi.

“Son 14 yıldır istikrarlı bir büyüme grafiği yakalayan ülkemizin ekonomisi yılda ortalama yüzde 4.7 büyümüştür”

Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci ise 15 Temmuz olaylarına değinerek, “Ülkemizin milli egemenliğine karşı 15 Temmuz günü yapılan darbe girişimi, milletimizin cumhurbaşkanlığımızın liderliğinde birleşmesi ve bir an dahi tereddüt etmeden canını ortaya koymasıyla başarısızlığa uğradı. İnançları ve cesaretleriyle destan yazan milletimiz ülkesine, liderine, seçilmiş hükumetine, başbakanına, demokrasisine sahip çıkmıştır. Artık patron millettir dedik. Dolayısıyla bundan sonra millete rağmen hiç bir şey olmaz. Son 14 yıldır istikrarlı bir büyüme grafiği yakalayan ülkemizin ekonomisi yılda ortalama yüzde 4.7 büyümüştür. Bu büyüme dünya ortalamasının çok üzerinde. Küresel ekonominin yavaşlayan ve uzun süre iyileşmesi konusunda tereddütler yaşayan bir zaman diliminde Türkiye'nin ilk çeyreğinde yüzde 4.8'lik bir oranı yakalaması da önemlidir. Türkiye 1923 ile 2002 döneminde 15 milyar dolar olan doğrudan yabancı yatırım miktarı 2003 ile 2015 yılları arasında 165 milyar doların üzerine çıkmıştır. Sadece ülkemizde 2015 yılında 16.8 milyar dolar değerinde doğrudan yabancı yatırım girişi olmuştur. Aynı dönemde ülkemizde yabancı sermayede şirket sayısı 5 bin 600 iken, 2002 ile 2015 arasında 46 bine, son gelinen nokta itibari ile de yabancı sermayede şirket sayımız 49 bin 933'tür. 2016'nın ilk 6 ayında yabancı sermaye de 347 anonim şirket, 2 bin 209'da limited şirket kurulmuştur” şeklinde konuştu.

“Yatırımcılar için çok önemli bir konu olan mülkiyet haklarıyla ilgili kanun tasarımızı hazırladık”
15 Temmuz sürecinin Türkiye ekonomisinin ne kadar sağlam dinamiklere sahip olduğunu, toplumunda demokrasiyi ne kadar içselleştirdiğini gösterdiğini aktaran Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, “Ekonomide ve demokraside bu seviyeyi yakalamış bir toplum için bundan sonraki sürecin daha iyi, daha kolay ve daha hızlı ilerleyeceği açıktır. Türkiye bugün dünyanın önemli üretim üslerinden biridir. Ancak biz Türkiye’yi dünyanın önemi teknoloji üslerinden biri haline getirmeyi de planlıyoruz. İhracatımızı artırmak için daha yüksek katma değerli ürünler üretmek durumundayız. Yatırımcılar için çok önemli bir konu olan mülkiyet haklarıyla ilgili kanun tasarımızı hazırladık. Bu hazırlanan kanun en geç ekim ayı içinde yasalaştırmayı hedefliyoruz. Üzerinde çalışmakta olduğumuz üretim reform paketiyle de uygun yerlerde uygun şartlarda yatırım yerleri oluşturacak, yatırımın önünde ki yükleri daha da azaltacağız. TÜBİTAK'ı yeniden yapılandırmak için bir çalışma grubu oluşturduk. Dünyada ki modelleri de inceleyerek ülkemizin ihtiyaçlarına en uygun modeli oluşturacağız. Benzer şekilde 4. sanayi devrimine yönelik hazırlıklarımızda devam ediyor. Bu maksatla bir platform oluşturduk. Önümüzdeki dönemde sensör teknolojileri, yapay zeka, büyük veri, otomasyon gibi sektörler tüm dünyada ön plana çıkacak. Biz de hem bu teknolojileri ülkemizde geliştirmek hem de ülkemizin üretimde bu teknolojileri kullanmasını sağlamak amacıyla model ve mekanizmalar geliştiriyoruz” diye konuştu.

“17 ile 20 bin civarındaki ihracatçımıza da yeşil pasaport vereceğiz”

İhracatçıya yeşil pasaport müjdesi veren Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi ise şunları söyledi:
“15 Temmuz bu ülkenin, bu milletin hiç hak etmediği bir lekeydi. Bu ülkeye yapılabilecek olan en büyük haksızlıklardan biriydi. 15 Temmuzun diğer bir özelliği ise Türkiye demokrasi tarihine altın harflerle yazılan bir sivil Türk demokrasi devrimiydi. 15 Temmuzda halk demokrasiye el koymuştu. Millet hukukun üstünlüğüne le koymuş kendi ukdesine almıştır. Türkiye'ye güvenerek Türkiye'de üreten, Türkiye'nin geleceğinde bu ülkenin kaderini bizimle, bu ülkede doğup büyüyen insanlarla beraber, ufak bir tezgahtan başlayarak sanayici olmuş olan insanlarla beraber bu ülkenin kaderinde yer alan tüm yatırımcılarımıza buradan diyorum ki burası sizin ülkenizdir. Bizim başka Türkiye'miz yok. Biz 10 bin doları bu ülkeden önümüzde ki 15- 20 yıl içinde 30- 40 bin dolara çıkabilecek bir ülke potansiyelinden söz ediyoruz. Bu ülkede ne yaparsanız her şey üç katı dört katı olacak. Bunun için Türkiye'de yatırım yapan bu güne kadar kazandı. Bundan sonrada kazanmaya devam edecek. En son kararlardan bir tanesi, bunun kanunu çıktı. Şuanda yönetmeliğini Ekonomi Bakanlığında bitirdik. İhracatçılarımızdan ilk rakamlar itibariyle yaklaşık olarak 17 ile 20 bin civarındaki ihracatçımıza da yeşil pasaport vereceğiz.”

“FETÖ çerçevesinde baktığımız firma sayısı binin altındadır. Onlara ilişkin de gereken adımlar atılmıştır”

Son olarak söz alan Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, “15 Temmuz'da kötü bir rüya gördük. Fakat geride kaldı artık önümüze bakmamız lazım. Türkiye olağanüstü hal ilan etti. Kalkışma içerisinde olanların devletten temizlenmesi gerekiyordu ve bu süreç işliyor. Ama daha önemlisi bir daha bu türden darbe girişimleriyle karşı karşıya kalmamak için ciddi idari reformlar gerekiyordu. İşte bu idari reformlar içinde gereken bir iklim olarak olağanüstü hal ilan edildi. Ve şimdiye kadarda çok ciddi yapısal reformlar yapıldı. Milli Savunma Bakanlığı aslında Genelkurmay Başkanlığının bir sekreteriydi. Tek başına bir fonksiyonu yoktu. Şuan da gerçek anlamda batılı devletlerin normlarında bir Milli Savunma Bakanlığı yeniden yapılandırıldı. Bütün bunlar bir daha bu ülkede darbe girişimi olasılığının artık neredeyse imkansız olduğunu göstermektedir. Bizim terörün finansmanına bulaştığını düşündüğümüz, yani FETÖ çerçevesinde baktığımız firma sayısı binin altındadır. Onlara ilişkin de gereken adımlar atılmıştır. Dolayısıyla terörün finansmanına bulaşmamış şirketlerin veya bireylerin en ufak şekilde kaygılanmasına gerek yoktur. Hukuk devleti işliyor, işlemeye devam edecek” dedi. İHA

Editör: Wan Haber