Milli Eğitim Bakanlığı eğitimde yeni model üzerinde çalışıyor. Sistemi "Tıpkı parmak izi gibi" diyerek tanımlayan Bakan Selçuk, "Okullarımızı kendi içinde bulundukları şartlar ve sahip oldukları imkanlarla değerlendiriyoruz. Amacımız okullarımızı yarıştırmak değil, iyileştirerek aralarındaki imkân ve öğrenme farkının azalmasını sağlamak" ifadesini kullandı.

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk,  MEB Şura Salonu'nda, Okul Profili Değerlendirme Çalışması  Tanıtım Toplantısı düzenledi.

Tanıtım filminde de yer alan "Eğitimde Yeni Sürüm" ifadelerine işaret  eden Bakan Selçuk, bu söylemle kökün üzerine yeni bir filizlenmeden söz  ettiklerini belirtti. Projeleri, bütünsel olarak eğitim sistemini inşa edecek bir yapıda  kurgulamaya çalıştıklarına dikkati çeken Selçuk, "Bütün sistemin bütünsel olarak  ele almazsak sistemin herhangi bir yerinde yapılan değişiklik bir çözüm  üretebilir ama mevcut çözümlerimiz daha sonraki problemlerimize dönüşür."  ifadesini kullandı.

Yol haritalarındaki bileşenlerden bir tanesinin "Okul Profili  Değerlendirme Çalışması" olduğunu vurgulayan Selçuk, şöyle devam etti: "Okul profili aslında, hizmet içi eğitimle, atamayla, finansmanla,  yatırımla ilgili olan gibi hemen her konuyla alt sistemlerin hepsiyle bağlantılı  bir konu. Çok merkezi bir kavram olarak okulu alıyoruz. Bu anlamda okulu eğitim  sisteminin yapı taşı gibi görüyoruz. Ailenin toplumun ana çekirdek sistemi olması  gibi okul da eğitim sisteminin ana çekirdek sistemidir. Eğer biz okulu tam olarak  yapılandırabilir ve bir okulu kendi başına tıpkı bir vücudun hücresi gibi ele  alabilirsek o zaman bu hücrelerden dokular organlar rahatlıkla oluşur. Eğer bu  yapıyı kendi içinde bütünlüğü olan hücre yapısını tam olarak inşa edip işlevsel  bir hale getiremezsek  o zaman ne dokular ne organlar sağlıklı olarak  gelişecektir. Bu sebeple okulu çok önemsiyoruz."

Okulun önemine işaret eden Bakan Selçuk, "Daha etkili okullar için  birlikte gelişmek istiyoruz. Yani bu bir rekabet, bir kıyaslama bir performans  değil, sadece daha etkili okullar inşa etmeye çalışıyoruz. Bunun için izlememiz,  değerlendirmemiz ve desteklememiz gerekiyor. 'Sadece okulları izledim" yok,  'sadece sizin durumunuz bu', 'fotoğrafınızı çektim', böyle bir şey değil. Aynı  zamanda destekleme ihtiyacı son derece kritik." diye konuştu.

  Hedeflerdeki öncelik sıraları belirlenecek

 Ziya Selçuk, "iyi, etkili okul" kavramlarına işaret ederek, sözlerini  sürdürdü:"Okul müdürü olarak ne yapayım ki benim okulum daha iyi bir okul  olsun. Hangi parametreler, hangi bileşenler var, benim iyi olduğum parametreler  nelerdir? Benim zayıf olduğum konular nelerdir? Benim önümüzdeki yıl için  hedeflemem gereken öncelik sıram nedir? Buna bağlı olarak bu okulu nasıl  geliştirebilirim, nasıl bir yol haritası lazım bana. Bütün bunların cevabını  veren bir muhtevadan söz ediyoruz. Bu arada bu içeriğin ulusal ve uluslararası  standartlara da uygun olması da gerekiyor. Biz kendimize göre ölçüt listesi  geliştirdiğimizde bunun nasıl bir anlamı var? Bu uluslararası literatüre nasıl  girecek bu bağlamı da düşünmek zorundayız." 

Bakan Selçuk, okulun gelişim alanlarına ilişkin, "Okul gelişim  alanları, 'akademik', 'sosyal, sportif, kültürel etkinlikler', 'projeler' ve  'kurumsal kapasite' olarak belirlendi. Okulun gelişim alanlarının tümünü okulun  kendi ihtiyaçları ve imkanları doğrultusunda ele alıyoruz." dedi. Okulun fiziksel alt yapısının, hangi sosyo-ekonomik bölgede olduğunu,  kaç tane ücretli öğretmenin bulunduğu gibi parametrelere bakılacağını belirten  Selçuk, şunları söyledi: "Bu çalışma, okulun kapasitesine bağlı olarak öğrenci başına kaç  metrekare düşüyor, bahçesi ne kadardır, bütün bu parametreleri dikkate alarak her  bir okulu bir parmak izi gibi kendi içerisinde değerlendirmektir. Uluslararası  bazı sınavlarda sanki bütün okulları imkanları eşitmiş gibi doğrudan doğruya  okullar arasında ya da ülkeler arasında birebir karşılaştırma yapılıyor. Biz bu  konuyu tamamen okulun bulunduğu imkan ve şartlar içerisinde değerlendiriyoruz."

 Sistemde bir okul gelişim modelinin çıkarılacağını bildiren Selçuk,  "Gelişim alanlarında ortalama 50 dolayında ölçüt var. Ölçütlerin hepsi  ölçülebilir, izlenebilir, değerlendirilebilir ve uluslararası literatürde dikkate  alınan ölçütler." diye konuştu.

"Her okulun MR'ı çekilecek"

 Selçuk, Okul Profili Değerlendirme Çalışması'nda okul yöneticiliğinin  çok önemli olduğunu vurguladı.

"Eğer bir yönetici sadece operasyonu yürütüp, günlük ihtiyacı  sürdürüyorsa, o bizim için idareci niteliğindedir. Eğer yeni bir oyun kurmaya  çalışıyorsa, yeni stratejiler geliştiriyorsa ve yaptığı işi tümüyle yeniden  yapılandırabiliyorsa o zaman bizim için liderdir, okul lideridir." diyen Selçuk,  okulların iyileştirilmesi için yönetici katmanından başlamak gerektiğine dikkati  çekti. Okul gelişim modeli kapsamındaki alan, ölçüt ve göstergeler  çerçevesinde tek bir okula özgü "okul profili"nin ortaya çıktığını anlatan  Selçuk, "Her bir okulun kendine özgü profiliyle ilgili bir takım değerlendirmeler  yapılıyor. Bu değerlendirmenin sonucunda da okulun yıllık gelişim planı ortaya  çıkıyor. Biz, bir okulda bir yıl boyunca hangi parametrede, neyi, nasıl  yapmalıyız... Bu konuda bir yol haritası çıkıyor, somut olarak bu gelişim  planının alanları belirleniyor ve her bir yönetici, okul lideri arkadaşımız,  kendi okulunun fotoğrafını, röntgenini, MR'ını çok net olarak görme imkanına  kavuşuyor." değerlendirmesinde bulundu.

"Bir yıl sonra yeni profili ortaya çıkacak"

Milli Eğitim Bakanı Selçuk, iyi işlerin "iyi örnekler havuzu"nda  biriktirileceğini belirterek, "Bütün okullar, eş zamanlı olarak birbirini izleme  ve iyi örnekleri takip etme imkanına kavuşacak." dedi. Okulun yıllık gelişim planı çerçevesinde, öğretmen ve yöneticilerin  okulun gelişimiyle ilgili hizmet sürecinde bulunacaklarını ifade eden Selçuk,  şunları söyledi: "Bu arada destekleme kısmı devreye girecek. Her ilde, okulu  iyileştirme ekipleriyle, bir okulun ihtiyacının nasıl sağlanacağı konusunda  çalışmalar yapılacak. Üniversitelerden destek mi alacağız, her ilde kurduğumuz  ölçme değerlendirme merkezlerinden ya da diğer uzmanlardan destek mi alacağız?  İllere atadığımız uzmanlık kategorileri söz konusu olacak önümüzdeki öğretim yılı  başında. Bu çalışma pilot olarak şu anda devam edecek. Gelecek seneyi  beklemeyeceğiz. Süreci izleme imkanımız olacak. Bunların ardından okulun bir yıl  sonra yeni profili ortaya çıkacak."

Selçuk, okulun yeni profili çerçevesinde bir yılda sağladığı gelişmeyi  mobil olarak izleyeceklerinin altını çizerek, "Okulun yöneticisi de bunu izleme  imkanına sahip olacak. Ortaya konulan parametre hedeflerinde, nereden nereye  gelindiği somut olarak ortaya konulacak. Biz bir yılın sonunda istediğimiz  hedeflere ulaşamadıysak, niye ulaşamadığımızın, bunun sebeplerinin analiz  edilmesi söz konusu olacak. Sonuçta hedeflere ulaşmak için her ne gerekiyorsa, o  okula özgü yapısal dinamik ortaya konulacak." değerlendirmesinde bulundu.

Okul Profili Değerlendirme Çalışması'nda çok sayıda okul müdürü, il ve  ilçe müdürü ile birlikte binlerce saat oturulup çalışıldığını aktaran Selçuk,  ekipte bulunan bazı okul müdürlerini takdim ederek, kendilerini kutladı. Selçuk, okullar için gelişim planı sürecinin yıllık uygulanacağını  ifade ederek, "Birinci yıl tamamlandığında, bir okulun değerlendirmesinin  yapıldığını, okul gelişim planının hayata geçtiğini, bunun uygulandığını ve  okulun döngüsünün yeni profille ortaya çıktığını göreceğiz. Bu burada bitmeyecek,  okulun ikinci yılını takip edeceğiz. O okulun ikinci yıl nereye varacağını  izleyeceğiz. Aynı süreç yeniden bir gelişim planına bağlı olarak uygulanacak.  Bunu sonucunda okulun yeni profilini görme imkanımız olacak. Her bir okulu  gelişimiyle ilgili çalışmaları analiz edeceğiz." diye konuştu.

 "Okulların kanıta dayalı verileri ortaya koyulacak"

Okulla ilgili kararların kanıt temelli alınmasına imkan sağlanacağına  dikkati çeken Selçuk, "Kanıt temelli karar almak çok önemli. Bütünsel olarak,  Okul Gelişimini İzleme Platformu'nu bitirdik, bunun deneme çalışmalarını yaptık.  Her bir okulun tek tek, bütün kanıta dayalı verisini ortaya koyma ve okulun  fotoğrafını çok farklı parametrelerde izleyen ve değerlendiren bir yaklaşım  içerisinde görme imkanına sahip olunacak." değerlendirmesini yaptı.Bakan Selçuk, okulları karşılaştırma, rekabet ortamına sokma,  yarıştırma gibi bakış açılarının olmadığını vurgulayarak, her okulun, imkanları  çerçevesine gelişmesine önem verdiklerini dile getirdi.

Türkiye'de başarı hikayesine sahip birçok okul olduğuna değinen  Selçuk, birçok okul müdürünün imkanı zayıf okullara giderek, 1-2 yılda büyük  başarılara imza attıklarına işaret etti.

Selçuk, müdürlerin okullar için önemine vurgu yaparak, şöyle devam  etti:"Başlangıç aşamasında okul müdürünün yeterliliği, bir okulun geleceği  için hayati derecede önem taşıyor. Bu bakış açısıyla, yönetici ve öğretmenlere  sürekli gelişim desteği vermemiz lazım. Bu desteği vermediğimizde okulları kendi  haline bırakmış oluruz. Eğitimde bir ekip olursanız, ortak bir hayalin, heyecanın  peşinden giderseniz; öğretmen odasını bir huzur adasına çevirebilirseniz,  başarısız olma imkanınız yok."

"Çocuğa hakkı olanı vermek gerekiyor"

 "Çocuğa hakkı olanı uluslararası standartlarda veremezsek çocuğun  hukukunu zedeleriz." diyen Selçuk, çocuğa hakkı olanı vermenin öncelikle çocuğun  eğitimiyle değil öğretmenin-yöneticinin-okulun gelişimiyle olacağına dikkati  çekti. Elverişsiz okulların öncelikli olarak desteklenmesi konusunu çok  önemsediklerinin altını çizen Milli Eğitim Bakanı Selçuk, "İmkan bakımından en  alttaki okullarımızı yükseltmezsek okullarımız arasındaki öğrenme ve imkan  farkını kapatamayız. Bunu kapatamazsak da sınav baskısını azaltamayız. Bunu  yapabilmenin temel şartı bazı okuları önceliklendirmek ve her okula eşit bir  muamelede değil adil bir muamelede bulunmak." dedi.

Eğitim sistemindeki tüm çalışmaların tüm paydaşların ortak olarak  geliştirmesi gereken bir konu olduğuna değinen Selçuk, "Bu, Ankara'dan genelge  gönderilerek yapılacak bir iş değil. Bu iş tümüyle mutfakta çalışan  öğretmenlerimin, meslektaşlarımın, bütün çalışanlarımın, okul müdürü  arkadaşlarımın omuz vermesi ile olacak bir iş." ifadesini kullandı. Okul Profili çalışmasında okulun, ilçenin, ilin ve Türkiye'deki tüm  okulların tümünün görüleceğini anlatan Selçuk, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bunun sonucunda uluslararası standartlarla ülkemizin okullarını ve  ulusal verilerini karşılaştırabiliyor muyuz? Karşılaştırabiliyoruz. Böylece  okullar arasındaki imkan ve öğrenme farkının azalmasını bekliyoruz. Bu nasıl  azalacak? Her okulun eksik olduğu gelişmesi gereken yönler neyse önceliklendirip  onlara yatırım yaparak, bir yol haritası çıkararak, izleyip değerlendirip  destekleyerek o okulun güçlenmesine yardımcı olmakla... Her okulda bir gelişme  potansiyeli zaten var. Sadece ortak bir hizaya bakmak, ortak bir kavram  çerçevesine bakmak, ortak bir hayale bakmak, ortak bir dil kullanmak. Mesele  burada. Bu yapılabilir bir şey. Hepimiz aynı yöne doğru gideceğiz. Asgari  müştereklerde hepimiz aynı dili kullanalım, iller kendine göre ayrıca  farklılaşsın o da güzel."

 Türkiye'deki okul sisteminin bütünsel olarak ilerlemesi için  kapasitenin fazlasıyla olduğuna değinen Selçuk, "Burada bir modelleme yapmak, bir  simülasyon yapmak ve bunun sonucunda tüm illeri ve milli çaptaki ana çerçeveyi  yönetebilme meselesi var." diye konuştu. Bakan Selçuk, kanıta ve gerçek ihtiyaca göre politika üretilmesinin  çok önemli olduğunu belirterek, şunları söyledi:

 "Bakanlık hangi konuda ne karar alacaksa bunu kanıta dayalı almalı.  Eğer kanıta dayalı almazsa Bakan'ın şahsi beğenileri ya da ilgili bürokratların,  yetkililerin tercihleri ya da o günlerde etkili olan bir takım bağlam dışı karar  mekanizmalarının etkileriyle o ilde çok farklı işler yapılabilir. Biz bunu  istemiyoruz. Zaten sınırlı kaynağımız var, bunu etkili kullanmak için de muhakkak  surette veriye dayalı yaklaşımımızı kullanmak zorundayız."  Okul Profili çalışması ile okulları öğretmen yetiştirme ve hizmet içi  eğitim, finansman yönetimi, ölçme değerlendirme, müfredat gibi konularla  ilişkilendirme imkanına sahip olduklarını bildiren Selçuk, "Böylece her bir  birim, kendi içinde bağımsız olarak değil her biri birbiriyle bağlantılı eş  güdümlü olarak mekanizmaya destek olabilecek. Sonuçta ulaşmak istediğimiz yer,  Türkiye'de eğitim sisteminin bütün alt sistemlerinin senkronize olması ve bir  proje dahilinde kararlar alınması." dedi.

Okullar arasındaki imkan ve başarı farkı azaltılacak

Bakan Ziya Selçuk'un açıkladığı "Okul Profili Değerlendirme"  çalışmasıyla okullar, belirli ölçütlere göre, öğrenme analitiğinden okullar arası  başarı farkına, sosyokültürel etkinliklerden gelişim planlarına, okulun fiziksel  ve insan kaynakları imkanlarından bürokratik süreçlere kadar geniş bir  perspektifle, bütünsel olarak ele alınacak. Okulları birbiriyle kıyaslamadan, kendi gelişimi üzerinden  değerlendirmeyi amaçlayan çalışma, aralarındaki imkan ve başarı farkını azaltarak  ve eğitimin niteliğini artırarak tüm okulları yukarıya taşımayı amaçlıyor. Doğru müdahaleyi yapabilmek için öncelikle veriye dayalı sorunu  görebilmek ve teşhisi doğru koyabilmenin gerekliliği ile yola çıkan Milli Eğitim  Bakanlığı, sistemle bütünleşecek "İyileştirme Ekipleri" oluşturacak. Bu kapsamda,  okullar, ilçe ve il Milli Eğitim Müdürlükleri ve Bakanlık bünyesindeki  "İyileştirme Ekipleri" sorumlu oldukları okullarda veriye dayalı eylem planları  hazırlayarak hızlı ve etkili çözümler sunacak. Öğretmenler de yeni eğitim  programları, sertifika ve yan alan yetkinlikleri ile sürecin merkezinde olacak.

İyileşmeye giden yolda okulların yol haritasını oluşturacak olan "Okul  Gelişim Planları", öğretmen ve okul yöneticileri ile birlikte hazırlanacak. Her  okulun kendi ihtiyaçları ve kendi yapısı kapsamında oluşturduğu planlar bir  yazılım üzerinde görülebilecek, okulun ihtiyaçları doğrultusunda  iyileştirilmesinde öğretmen ve okul yöneticisinin kararı esas alınacak. Haftalık,  aylık ve yıllık eylem planları oluşturulacak, uygulamalar izlenecek,  değerlendirilecek ve desteklenecek.

"Eşitlik değil, adalet"

  Milli eğitimin en küçük organizasyonel birimi olan okul ile en üst  birimi arasındaki iletişimi sağlayabilmek için önemli bir atılım olan okul  gelişim planları sayesinde, okulun ihtiyacından zamanında ve detaylı bir şekilde  haberdar olunup ihtiyacı görme ve ihtiyacı giderme süreci hız kazanmış olacak.Var olan veya oluşabilecek sorunlar öngörülerek, yerinde ve hemen  çözüm üretilecek. Okul gelişim planları ile okulun hangi alanda desteklenmesi  gerektiği ortaya çıktığında Bakanlık imkan ve kaynakları her okula ihtiyacı  oranında adil olarak dağıtılacak. Şartları elverişsiz olan okullara pozitif ayrımcılık yapılarak, imkanı  görece daha iyi olan okulların gelişimi de ihtiyaçları doğrultusunda  desteklenerek ve iyileşme sürdürülebilir kılınacak. /AA

Editör: Wan Haber