Röportaj / Naif Yaşar - İshak KARA

 

Diyarbakır’da esen barış rüzgarlarını, tarihi bir fırsat olarak, yereldeki siyasetçiler yakalanan şansın iyi değerlendirilmesi çağrısında bulunuyorlar. Ak Parti Van il başkan vekili Hekim Karabıyık’ta bu sürece dair çağrılarını Van haber gazetesi aracılığıyla yaptı.

 

21 Mart 2013 Diyarbakır Newroz’unda şekillendi her şey PKK lideri Abdullah Öcalan tarafından kaleme alınan barış mesajının, milyonların karşısında okunması ve hükümet kanadının bu mesaja olumlu yaklaşımı sonrasında ülke genelinde bir barış havası esmeye başladı.

 

Ülke genelinde hissedilen barış atmosferi, Kürt siyasetinin bir parçası olan Kandil’de de onay aldı. KCK Yürütme Konseyi Başkanı Murat Karayılan, bir televizyon programında yaptığı açıklamada, konsey üyelerinin tümünün bu çağrıya imza koyduklarını ve ülke içindeki PKK’lilerin kısa zamanda geri çekileceklerini deklere etti.

 

Barış sürecinin mimarları olan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve onun başkanlık ettiği hükümet, Abdullah Öcalan, PKK ve BDP tarafından inşa edilen barış süreci, bölgedeki iktidar partisi teşkilatları tarafından da desteklendi.

Halklar arası barışın sağlanması ve toplumsal uzlaşının hayat bulması adına yakalanan son süreci Ak Parti Van il başkan vekili Hekim KARABIYIK’ la değerlendirdik.

 

BALDIRAN ZEHİRİNİ İÇMEYİ GÖZE ALAN BİR BAŞBAKAN GERİ ADIM ATMAZ

‘Baldıran zehiri içmeyi göze alan bir başbakan geri adım atmaz’ sözlerine bu cümleyle başlayan Hekim KARABIYIK,1962 doğumlu ve altı çocuk babası. İlk kez AK Parti saflarında siyasetle tanışmış, 2001 yılında, partinin Van il kurucuları arasında yer almış, merkez ilçe başkanlığı, halkla ilişkilerden sorumlu başkan yardımcılığı görevlerinde bulunmuş Haziran 2013 tarihinde ABD Newport üniversitesi işletme fakültesinde diploma alacak olan Karabıyık,

12 yıllık profesyonel siyaset hayatı boyunca Ak parti saflarında ayrılmamış.

 

Diyarbakır’da başlayıp tüm ülkede bahar havası yaratan barış sürecini değerlendiren Hekim KARABIYIK  gündeme dair çarpıcı açıklamalarda bulundu.

 

Ülke genelinde bu kadar derin yapılanmaların olduğu bir süreçte, Başbakan Erdoğan’ın böylesi bir karara imza atması risk değimliydi?

H.K : “ Baldıran zehri bile olsa içmeye razıyım” derken zaten bu riski almıştı.. Yeter ki bu sorun çözülsün diye, bu her şeyi ifade ediyor bence, eğer bir insan bu safhaya gelmişse bunun daha fazla yorumu olmaz ben bu söylemi samimi buluyorum.

 

-- 20 mart gecesi yani, açıklamadan bir gün önce ‘bu iş olmaz’ diye kaygılarınız oldu mu?

H.K : Doğrusu bu süreci sadece 21 Mart Newroz’uyla veya Öcalan’ın verdiği mesajla takılıp kalmadım. Bu süreç bir defa başlamıştır. Elbette ki kamu oyunun beklentileri vardı. Newroz’da imralı’dan gelen mesajı herkes dikkatli bekliyordu. Mektubun içeriği ağır mı olur olmaz mı sorusuna gelince iyi organize edilmiş bir durumdu. Bunu da Başbakanımızın kararlı duruşu sayesinde görüyorduk, Mesajın dışında Başbakan’ın bu işin üzerine kararlılıkla gitmesi biz burada her şey mutlaka rayına girecektir diye düşünüyorduk ve öylede oldu.

 

--Bölge teşkilatları olarak nihai bir sonuca gideceğinden umutlu muydunuz?

H.K: Açıkçası süreçten önce bizimde sıkıntılarımız vardı. Son barış süreci başlamadan önce bizimde bir takım endişelerimiz vardı. Özellikle bu süreci sekteye uğratacak Türkiye’deki geçmişte günümüze gelen Derin güçlerin endişesi vardı.

 

-- Başbakan bu konuda samimi mi?

H.K : Sayın Başbakan’ın ve ekibinin samimiyetlerinden kuşkumuz yoktu. Geçmişteki tarihlere Baktığımızda hep o Türkiye’nin iç ve dıştaki sivrilmiş bazı grupların provoke etme anlamında endişelerimiz vardı. Ama gelinen noktada özellikle İmralı görüşmeleri ve mektuplarından sonra olay netleşmeye başladıktan sonra taraflar arasındaki arz ve istek talepleri uyuşunca artık bu sürecin önünde herhangi bir engelin olmayacağını düşünüyorum.

 

Sürece dair genel merkeze sunduğunuz bir proje ya da rapor var mıydı?

 

H.K  :? Her yıl sayın Başbakanımız bölge milletvekilleriyle Doğu güneydoğu sorunun görüşmek adına bir araya gelirler.  Özellikle Kürt sorunun çözümü için akan kanın durması adına yapılması gereken bölge milletvekillerinin görüşü alınır. Barış sürecinin bu safhaya gelmesinin bölge milletvekillerinin ve bölge teşkilatlarının büyük bir katkıları olmuştur.

 

-- Başbakan’ın bu tavrına muhalif parti içi milletvekilleri var mıdır?

H.K : Ak parti ideolojik bir parti değil, AK parti şuan mevcut milletvekillerinin içerisinde çok farklı görüşte olan milletvekilleri de vardır. Farklı bölgelerde sıkıntı yaşayan vekillerde vardır. AK Parti milletvekilleri bu sürece topyekun destek sunuyorlardır. Fakat her ne kadar söylemezlerse de kendi bölgelerinde sıkıntı yaşanan vekillerimiz de vardır.

 

--  Başbakan,  muhalifleri ikna etme konusunda rahat mıdır?

H.K : Sayın başbakanın dik duruşu kararlı oluşu ve milletvekillerinin ve tüm Türkiye’deki teşkilatlarımızın Başbakana olan bağlılıklarından dolayı biz  bu sürece sımsıkı sarıldık. Bununla ilgili hiçbir vekil veya teşkilat mensubundan çatlak ses çıkmayacaktır. Çünkü sayın başbakanın aldığı karar hepimizin kararıdır.

 

ZİRVE RÜZGARI YERELDE BAHAR HAVASI YARATACAK

 

--Bu zirvedeki barış umudu yerelde de hayat bulur mu?

H.K Bir defa ben kendi partim adına bunu söyleyeyim, biz hiçbir şekilde seçim startını verdiğimiz bu dönemde başta milletvekillerimiz, teşkilatımızın hiçbir kademesi bu barış sürecini sekteye uğratacak ne eylem içinde ne de söylem içerisine gireriz. Tam tersi bu barış sürecinin bugünden itibaren yumuşak bir hava kardeşhane bir hava içerisinde seçimlerin yapılacağını umut ediyorum. Bu bizim Ak partinin görüşüdür.  Diğer taraftan elbette ki siyaseten rakip olduğumuz taraflarda vardır. Herkes burada hizmet için siyaset yapıyor. Onlar da siyasetlerini yapacaktır. Onlarda bu sürecin farkındadırlar farkında olmalıdırlar. İnce hassas bir süreç onlarda genel merkez partilerindeki bütün kademeleriyle siyasi üslup nasıl yumuşadıysa yereldeki siyasetçiler ona göre ayak uydurmak mecburiyetindedirler.

 

--Rakipler arası  söylem, üslup değişecek mi?

H.K  : Gerek bizim taraf gerekse BDP tarafı olsun bugüne kadar bütün konuşmalarını eylemlerini röportajlarını görüşlerini eskisi kadar rahat vermemelidir. Çünkü bu bölgenin hassasiyetleri belli bu süreçten sonra hangi taraftan bu süreci sekteye uğratacak bir açıklama veya söylem gelişirse en büyük ihaneti kendisine ve partisine o yapıyor diye kabul ederim.

 

-- Bu süreçte siyasi rakiplerinizle diyalog geliştirmeyi düşünüyor musunuz?

H.K  : Neden olmasın , bu süreçten sonra biz yerel yöneticiler olarak bu havayı estirmemiz lazım, siyasi nezaketi hayata geçirmemiz lazım. Diğer taraftan teşkilatlar arası ziyaretler olması lazım, bunu birinci derece üslupla, vereceğimiz mesajlarla yumuşatmamız gerekir. Vereceğimiz mesajlar kırıcı, ayrıştırıcı değil birleştirici olmalı, ama siyasette elbette herkesin fikri, zikri, düşüncesi bir olmayabilir. Herkes siyasetini yapacaktır. Kısacası bu hassas sürece her iki parti mensuplarının da çok dikkatli yaklaşması gerekir.

 

-- Türkiye genelinde bu duruşa bu taraflar arası görüşmelere karşı çıkan partilerin görüşlerini nasıl buluyorsunuz?

H.K : MHP’nin duruşu bellidir. Yıllardır kan ve gözyaşı üzerinde beslenen bir harekettir. Bunların da sermayesi gelen şehit cenazeleriydi. Dolayısıyla gelen bu sermayede tükenmişse sermayesi biten bir kuruluş iflas eder. Beni çok düşündüren ana muhalefet partisi CHP’nin tutumudur.

 

BARIŞ SÜRECİ CHP’Yİ BİTİRİR, AK PARTİ TARİH YAZAR

 

-- CHP Sürece katkı sunmaz mı?

H.K : Bir taraftan sözde Kürt olan bir CHP Genel Başkanı  Kemal Kılıçdaroğlu Tuncelili Kürt kökenli, diğer taraftan kendi partilerini içerisindeki bazı milletvekillinin Kürt ırkının düşmanlığını, hedef alan düşmanca söylemleri ve tavırları karşısında insanın kanını donduracak açıklamalar yapılıyor. Buna rağmen halen Genel başkan Kılıçdaroğlu o vekillerini savunuyor. Ne bir ihraç nede herhangi bir işlem yapmış değildir.

 

--Bu gelenek CHP’de yeni mi gelişti ?

H.K : 1936’larda başlayan bir olumsuzluklar  vardır. 1936 yılında CHP’li Kürt bakan olan birinin şimdiki CHP milletvekillerinin söylemlerini tekrarlıyor. ‘Türk ulusu karşısında Kürtler olsa olsa hizmetkarlık yapabilir ‘diyen bir zihniyetin ürünüdür.

 

Bu söylemi dile getiren bir partinin bu süreçten sonra bölgede şansı olur mu?

H.K  : Asla… CHP’nin  bu coğrafyada hiçbir şansı kalmamıştır.

 

--Bu süreç Van’da AK partinin Lehine mi Aleyhine mi işler?

H.K : Bizce bu kesinlikle olumlu manada lehimize işler. Türkiye genelinde de bu böyledir.  Dikkat ederseniz anketlerde bu süreç başladıktan sonra AK parti genelde oylarını arttırdığı gibi yerelde de son yapılan anketlerde en az 5 puan artmıştır.

 

--Geçmiş yıllarda, seçim süreçlerinde yaşadığınız sıkıntılar bu süreçte de yaşanır mı?

H.K : 2002-2009 yerel seçimlerine kadar gerek seçmen gerekse seçilmişler arasında kırgınlık, gibi bir durum yoktu, ama son yerel seçimlerde maalesef, üzücü olaylar yaşamaya başladık, o dönem bizler siyaset yapamayacak kadar tehditlere maruz kaldık, araçlarımız taşlandı ve yakıldı. Bu bölgenin bir gerçeğiydi, bu bölgede siyaset yapmanın ne kadar zor olduğunu artık herkes biliyordu, gerek örgüt baskısı, biz o zamanlarda bile geldiğimiz bu noktada bölgede her zaman bu kanın durması gerektiğini söyledik, bu barışın bir an önce sağlanması lazım, dedik.

 

--Son günlerde ilçeleri geziyorsunuz bu barış süreciyle birlikte insanların size yaklaşımında bir değişme görebildiniz mi?

H.K : Hafta sonu Özalp ilçesindeydik,  Milletvekillerimizle Özalp ve saray’da geniş katılımlı ilçe danışma toplantımızı yaptık, Özalpta 36 muhtarla toplantı yaptık, o heyecan hepsinde vardı. Muhtarların hizmetten daha fazla bizden beklentileri bu sürece sayın Başbakan’ın katkılarını anlattıklarında bu barış sürecine olan özlemleri gözlerinde yansıyordu.

 

--Geçmişte bu heyecan yok muydu?

H.K : 2009 Yerel seçimlerinden sonra biz ilk kez milletvekillerimizle birlikte bütün Özalp esnafını gezip sorunlarını dinledik, bize öyle bir karşılama yapıldı ki sanki barış elçileri Özalp’a gitmiş gibi biri bir hava vardı. Halkın büyük bir beklentisi ve özlemi var. Bundan önceki süreçte Özalp’ta esnaf ziyareti yapmak isteseydik kaygılarımız vardı o sorunlara mahal vermemek adına gezmiyorduk., ancak geldiğimiz bu süreçte son derece önemli olduğu biz ve bölge halkı çok iyi biliyor.

 

ÖCALAN’NIN İNSİYATİF KURABİLECEĞİNİ DÜŞÜNÜYORDUK

 

-- Bu görüşmelerin farklı aktörleri var. Mesela  BDP, İmralı ve Kandil  gibi, örneğin  Dağdakiler bu sürece onay vermeseydi, ne tür sonuçlar doğardı?

H.K. :Şimdi Öcalan’ın örgüt üzerinde son derece etkinliğinin olduğunu biliyoruz. Örgütün yapılanmasına baktığınızda gerekse kandildeki örgüt liderlerinin açıklamalarına baktığımızda her şey Öcalan’ın talimatlarının doğrultusunda olacağını tahmin ediyorduk. Çünkü ‘ Öcalan bizim irademizdir’ diyorlar. Diyarbakır Newroz’u da bunu doğruladı. Dolayısıyla Öcalan’a rağmen gerek Avrupa kanadında gerek kandildeki silahlı kanat veya HPG’si Öcalan’a rağmen biz silahları bırakmayız Öcalan’ın açıklamasına rağmen devam ederiz demelerini tahmin etmiyorum.

 

Olumlu Barış süreci Bekir Kaya’nın mahkemesine yansır mı ?

H.K : Yargı bağımsızdır. Yargının tamamen bağımsızlığına inanıyoruz. Ama bizim özellikle siyasi kimliğimizin oluşundan dolayı seçilmişlerin kesinlikle ceza evinde olmaması gerekir. Sonuçta seçilmiştir bırakın görevini yapsın görevi bittikten sonra cezası neyse verilir. Geçmişte bizde siyaseten bunu sıkıntıların yaşadık, . Hele hele siyasi görüşlerinden dolayı hiç kimsenin görüşlerine ipotek konulmasından yana değiliz,

 

‘Ak Parti adayları şekilleniyor’ söylentileri doğru mu?

H.K.. Bize henüz aday başvuruları başlamadı. Ama çok sayıda aday, gerek Büyükşehir belediyesi için gerekse de diğer ilçelerimiz için aday adaylarının olacağını biliyoruz. Vanlı olup il dışında birçok iş adamları, önemli bürokratların isimleri geçiyor. Netleşmiş bir isim yok ancak genel merkezimiz her hafta gerek Van büyükşehirde gerekse ilçelerde anketler yapmaktadır. Belirleyici halk olacağına inanıyorum. AK Parti büyük şehrin adayını Halk belirleyecektir. Geçmişteki yanlışlara girilmeyeceğine inanıyorum. Halkın isteği bir aday büyükşehir belediyesine başkan adayı olarak getirilecektir. AK parti Türkiye genelinde 5 Marttan beri de seçim startı verilmiştir.

 

- Teşekkürler Sayın Karabıyık

H.K . Ben teşekkür ederim

Editör: Wan Haber