Üstad Bediüzzaman’ın “Zaman ihtiyarladıkça Kur’an gençleşiyor” sözü vardır. Şu sıralar siyasi telaşe içinde bile bunun ne kadar doğru olduğunu bir kez daha hatta defalarca anlıyoruz. “Allah size, mutlaka emanetleri [işleri] ehli olanlara vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle davranmanızı emreder.” diye geçer Nisa Sûresi’nin 458’inci ayetinde Mart 2014’teki yerel seçim yarışından önce önümüzde onlarca insan var ve biz bu insanlardan sadece bir kaçına Van’ı yani memleketi emanet edeceğiz. Hal böyle olunca önümüzdeki ilk seçenek nedir “İşi ehline vermek”… İşte beni ve Ak Parti’nin büyükşehir belediye başkan aday adayını ortak noktada buluşturan en büyük payda bu oldu. Uzun yıllardır siyaset arenasında bulunan ve sadece Van değil Türkiye’nin hatta etrafımızdaki sınır ülkelerin dört bir yanında namı duyulan Arvasi ailesinin bir mensubu olan Abdulahat Arvas’tan bahsediyorum. Böyle büyük ve değer gören bir ailenin mensubu olunca aileyi mi yoksa siyasi arenadaki konumunu mu konuşacağını bilemiyorsunuz haliyle. Öyleyse ne yapalım? “İkisini birden konuşalım” dedim. Araya da Büyükşehir’in büyük sorunlarını ve geleceğini de sıkıştırınca ‘tamam’ oldu. Aklımızda ve fikrimizde ne varsa konuştuk. Bütün teşkilat yoklamalarında birinci çıkmak üzere, geçtiğimiz dönem de milletvekili adayı olarak da siyasi arenada karşımıza çıkan Arvas’a yabancı olmamakla birlikte büyükşehir gibi yeni dönemde Valilik üstü bir makam olan bu görevi beraber yatırdık masaya. Aynı zamanda teşkilatta da engin bir tecrübe sahibi olan Arvas ile AK Parti’nin kentteki sorunlara karşı olan suskunluğundan büyükşehirdeki oy yarışına, aşiretler meselesinin yansımalarından aday gösterilmesi halinde kullanacağı seçim stratejisine kadar her şeyi konuştuk, değerlendirdik. Davranışta mütevazi, bilgi ve tecrübe anlamında ise engin bir birikime sahip Arvas’ı dinlemek bir kere inanılmaz derecede zevkli bir o kadar da abartıdan uzak. Birilerinin yaptığı gibi sadece ‘kuru’ siyaset yapmıyor Arvas. Geçmişten günümüze gelen süreçte hem Van’ı, hem değerlerini hem de geleceğini iyi biliyor, iyi yorumluyor. Anlattıklarını zevkle dinleyip iyi şeyler edinerek dinliyorsunuz. Aralara da inci tanesi gibi güzel örnekler ve yerinde cümleler sıkıştırıyor. Hitabetin her türlüsünde yetkin yani, bunu siyaset konuşurken de fazlasıyla yansıtıyor üstelik. Daha ne olsun ki? Onu dinleyince işi ehline verilmesi gerektiğinin bir kez daha vardım farkına. Ama isterim ki bu farkındalık sadece bende değil tüm Van halkında olsun. Olsun ki memleket birilerine peşkeş çekilmekten ziyade emanet edilen bir beyt-ül mülk makamı olan Van Büyükşehir işin ehli tarafından idare edilsin. Hadis-i şeriflerde de buyuruluyor ki: İş ehli olmayana [layık olmayana] tevdi edildiği [verildiği] zaman, kıyameti bekle. Emanet zayi edildiğinde kıyametin kopmasını bekleyin.” Ben Van’ı yönetme işinin ehline ve bu görevi zayi etmeyecek bir isme verilmesinden yanayım? Ya siz? Öyleyse bu ismin Abdulahat Arvas olup olmadığına gelin birlikte karar verelim.

Röportaj: Ömer Aytaç AYKAÇ - ŞEHRİVAN

Öncelikle şunu sorarak başlayayım neden büyükşehir belediye başkanlığına aday oldunuz? Sizi bu kararı almaya iten neydi?

Beni bu karara iten en önemli nedenlerin başında kendime olan özgüvenim, bilgi birikimim, hayalim ve hizmet etme anlayışım oldu. Gerek yurt dışı ve gerekse yurt içinde gelişmiş modern büyük şehirlere baktığımda şehrimizin de bu büyük şehirler gibi olmaması için hiçbir makul mazeret yoktur. Ak Parti yönetimlerine sahip belediyelerle, yaşam kalitesinde markalaşmış, hizmet anlayışı noktasında efsaneleşmiş ve dolayısıyla birer cazibe merkezi haline gelmiş çokça büyük şehirlere rastlamak mümkündür. Peki, neden bizim de şehrimiz çekim merkezi olmasın? Sebebimiz bu sorunun altında yatıyor işte…

Sizinle birlikte il başkanı Abdullah Aras’ın da ismi anılıyordu siz de aday  oldunuz yol arkadaşınız nasıl baktı bu adaylığa?

Ak Parti felsefesinde kardeşlik hukuku en üst seviyede işlediği için kime nasıp olursa (âlâ resi vel ayn) baş ve göz üstüne  yeter ki kazanalım  kiminle kazanılacaksa kime verilecekse diğerine vermiş gibi sevinerek hareket ederiz. İlkemizde  kendine istediğin bir şeyi kardeşine de istemediğin müddetçe mümin olmuş olamazsın düsturu ve şuuruyla hareket ederiz.

Peki Van'ın şu anki halini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Van’ın şu anki hali hak ettiği yerde olmadığı herkesçe bilinmekte. Her alanda sorunlar yumağı haline geldiği, mega bir köykent görünümünde olduğu ortada. Seçilmişlerin, atanmışların, amir ve memurların, yaşlı ve gençlerin ve tüm kent paydaşlarının kent için ne düşünüyorlar, ne yapmak istiyorlar, kentin gelişimi için çabaları ne ortak proje veya ortak görüşleri var mı? Şehrin tümden sorunları nasıl hal ederiz diye düşündüler mi? Eylem birliktelikleri var mı? Söylemlerinde samimiler mi? Bir proje veya yatırım olacağı zaman sahiplenmek adına nasıl bir yarışın içine girildiği herkes tarafından çok iyi bilinmektedir.

Sizinle birlikte başvuran dört adaydan birisiniz. Sizi bu dört adaydan farklı kılan ne olur? Neden sizi seçmeli delegeler, partililer ve vatandaşlar?

Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır. Herkesin farklı bir yaşam tarzı, kendine göre başarısı, farklı düşünce ve anlayışı olabilir. Bir elin beş parmağı birbirine benzemez ama beşinin de kendine göre anlam ve işlevi vardır. Üç aday adayı ağabeyimin de bir birinden değerli proje ve düşünceleri olabilir. Üçüne de saygı duyuyorum üçünden hangisine nasıp olursa, kazanmaları için üstüme düşen görevi en iyi şekilde yerine getireceğim ve yanlarında yer alacağım.

“HİZMETE TALİP OLMAK ÖYLE KOLAY DEĞİL”

Hizmete talip olmaya, “Ben de varım” diyebilmek öyle basit ve kolay değildir. Çünkü hizmette yarışmak cesaretle ortaya çıkmak ben de bu hizmet kervanında varım demek, diyebilmek özgüven ve cesarete dayalı bir iştir. Benim de hayalim, tasavvurum, tahlilim kendime göre fikirlerim ve projelerim var. Bunları hayata geçirmek ve güzel eserlere imza atmak için azimliyim. Hani derler ya sevdası olan türkü söyler ben de bu sevda ile diyorum ki: Eğer Allah nasip etmiş ise, Partimizin Genel Merkezi uygun görür ve halkımızın da teveccühü bizden yana olursa ben de halkıma efendi değil hizmetkâr olmaya talibim bu düşünceyle yola çıktığımı ifade edebilirim.

""

O zaman adaylığınızı bir kenara bırakıp aday olduğunuz büyükşehiri konuşalım. Sizce büyükşehirde şu an en büyük sorunlar nedir? En azından sizin gördüğünüz kadarıyla…

Su sorunu, çarpık kentleşme, imar, kentsel dönüşüm, alt yapı üst yapı yeşil alan, parklar, çocuk oyun alanları gençlik kültür merkezleri, eğlence ve dinlence yerleri, Van Gölü’nden yeterince istifade edilememesi, arıtma, çevre yolu, sahil yolu, bulvarlar, alternatif yollar, alt ve üst geçitler, ahır sorunları, çevre ve atık sorunları, işsizlik, kalifiye, eleman, ara eleman, enerji sorunu, sportif alanlar ve daha sayamadığımız sorunlar yumağı olan bir kent var önümüzde. Başka bir şey demeye gerek var mı?

Sizin döneminizdeki büyükşehir nasıl işleyecek? Yönetim anlayışınız nasıl olacak?

Nasip olursa güzel projeler ve teknik kadrolarla erdemli bilgili becerikli çalışkan Van’ı seven halkçı, sığ ve ideolojiden arındırılmış ötekileştirilmeyen dışlamayan kucaklayan dürüst, emin üretken sürekli yenilikleri takip eden ortak aklı ortak şuuru ve meşvereti ilke edinen bir anlayışla sağlam kadroları oluşturarak bu felsefeyle hizmet etmek istiyoruz.

Saydığınız bunca eksik ve sorunun olduğu Büyükşehir için düşündüğünüz öncelikli çözümler ve projeler neler o halde?

Öncelikle şehrin mastır planı ve sorunlar envanteri ciddi ve kapsamlı teknik uzman ekiplerle geniş bir çalışma neticesinde tespit etmek lazım. Diğer gelişmiş büyükşehirler nasıl sorunlarını çözüp modern birer kent haline gelmiş iseler şehrimizi de ortak akıl ortak şuur ve meşveretle acil sorunları tespit edip en kısa yoldan en hızlı bir şekilde en teknolojik ve modern hale getirmemiz lazım. Eğer bunu yapmamız gerekiyorsa öyle hareket ederek sorunların tümden çözüm odaklı bir ruhla  zaruri ve mantıklı fizibil projeler üretip hayata geçireceğiz. Birçok dalda yapılması gereken zaruri ve acil projeler mevcuttur. Allah nasıp ederse tüm halkımıza nasıl hizmet edeceğimizi ispatlamaya çalışacağız.

Van'ın şu sıralar aşiretlerle ilgili durumu çok konuşuluyor. Bu kadar aşiret beklentisi altında siz tüm kesimlerin oyunu nasıl alacaksınız?

Türküyle, Lazıyla, Kürdüyle, Arabıyla, yerlisiyle ve göçmeniyle aşiretlere mensup olan veya olmayan tüm kent paydaşları kısacası her kesimin ehli beyte yani seyitlere  karşı bir sevgi ve saygısı vardır. Peygamberin soyuna saygıları hala taze ve canlıdır. Hangi aşiret reisi ve millete, hangi kavme giderseniz gidin mutlaka bu aileye karşı bir muhabbet bağları vardır. Saygı ve sevgileri tazedir, bunların farklı örnekleri çokça vardır. Nazım Hikmet, Yaşar Kemal, Musa Anter gibi yazarların övgüyle ve saygı ile bahsettiği bu aile aynı zamanda Necip Fazıl, H. Hilmi Işık, Serdengeçti gibi yazarların istifade ettiği övgüyle bahis ettiği, bununla beraber tüm aşiretlerin kabul ettiği tarafsız bir aileye mensubum ve buna layık olmaya çalışıyorum. Tüm kesimlerin yanında bizim oylarımız olur böyle biliyorum ve eminim böyledir de.

Biraz da içinde de bulunduğunuz teşkilattan konuşmak istiyorum. Siz de Ak parti yönetiminde yer alan bir isimdiniz ve ak parti hep kent ile ilgili sorunlarda muhalefet etmede eksik görüldü? Neden BDP’li belediye konusunda suskun bir tavır izlediniz?

Malum günümüzün siyaseti çoğu zaman gerçek mecrasında yol almıyor. Halkın nezdindeki siyaset çok itibar kayıp etmiş toplum iki konuda bilerek veya bilmeyerek çok müdahil ve ilgili bunlardan biri dini konular diğeri siyasi konulardır. Diyebiliriz ki ağzı olan konuşuyor. Günümüz ekser siyasetinde ‘makyavelist’ siyaset sanatı çok meşhur ve yaygın onda hedefine ulaşmak için tüm yollar mubah, yalan, iftira, haramlar meşru yeter ki hedefine ve gayene ulaş. Bizim siyasi anlayışımızda bunların hiç biri geçerli değil ve hiç de muteberde değil bizim siyasi anlayışımızda hem hakka karşı sorumluluğumuz var hem de halka karşı sorumluluğumuz vardır. Hedefine ulaşmak için kriterleri dahi farklıdır. Asla yalan konuşmamak asla harama el uzatmamak asla iftira atmamak asla eminliğinden taviz vermemek. Bunlar bizim ilkelerimizdir. Eğer bunlardan birisinde yanlış yapılırsa iki sefer cezası vardır, biri hak nezdinde biride halk nezdinde zira geçmişte bu siyasi anlayışların tümü sandığa gömüldüler ve halk nezdinde itibarları sıfırlandı. Delilsiz belgesiz söylemlerde bulunmakla diğer siyasi anlayışı olanlardan bir farkın olmaz buda dürüst siyasetçinin işi değildir. Hesaba çekilmeden önce kendi muhasebeni iyi yapman gerekir. Hepimiz Van’da yaşıyoruz, Van’ın gerçeklerini iyi biliyoruz, halkımız birçok şeyin farkında, kimin ne yaptığını, dün nasıldı bu gün nasıl bu hale geldiği konusunda çok iyi politize olmuş ve iyi tahlil yapabiliyor. Her siyasi partinin hak nezdinde karnesi vardır. Halk notunu veriyor istesek te istemesek te bazı gerçekleri veya yanlışlıkları örtbas edemeyiz. Hele ki teknoloji çağında bu hiçbir şekilde gözden kaçmaz ve gizlenemez.

Daha önce milletvekili adayı da olmuştunuz? Ondan sonra da büyükşehiri seçtiniz? Sizce aday olarak gösterilirseniz halkın oyunu alabilecek misiniz?

2011 milletvekili genel seçimlerinde gerek kamuoyu ve gerekse teşkilat yoklamalarında teşkilatımızın teveccühleri bizi birinci yapmıştı, 6’ıncı sıraya da  milletvekili adayı olmuştum nasipte milletvekilliği yokmuş olamamıştım. Fakat siyaset defterimi kapatmadım, iki buçuk yıldan bu yana yeni teşkilatımızda il başkan yardımcılığı ve teşkilat başkanlığı görevini yapıyorum. Halkımızın Ak partiye teveccühü gün geçtikçe artmaktadır. Çünkü Ak parti bir hizmet partisidir, diğer partiler gibi yıkım ve hezimet partisi değildir. Halkımız tahlilini iyi yapıp tercihini o yönde belirliyor. Eğer adayın halk nezdinde karşılığı varsa ve dürüst ise halk teveccüh eder. Eğer halkta karşılığı yoksa ağzınızla kuşta tutsanız, halkı ikna edemezsiniz. Eğer itibarınız, karizmanız halkın gözünde zedelenmişse bir daha siyasetiniz dikiş tutmaz. Çünkü siyaset hatayı kabul etmez. Halk eski halk değil, çabuk çabuk yanlışı ve hatayı unutmaz ve affetmez. Kişi kendisini halkın penceresinde nasıl görüyorsa siyası itibarı da o oranda olur. Ekonomide bir söz vardır “itibarımı kayıp edeceğime servetimi kayıp etmeyi tercih ederim” siyasette ve yaşamda itibar güven çok önemli. Genel seçimlerde partiler önemli, ama yerel seçimlerde ise adayların profilleri önem arz etmektedir. Mükâfatı da cezayı da halk sandıkta verir.

AK Parti'nin durumunu nasıl görüyorsunuz? BDP’ye verdiğiniz belediyeyi almak için oyu artırmanız lazım. BDP’li seçmenin oyunu nasıl alacaksınız?

Halkımız bir sefer şansı Ak Parti’ye bir sefer BDP’ye veriyor. Kim güzel hizmet ederse onun şansı halkın yanında daha fazla olur. Ak Parti belediyecilikte hele hele büyük şehirlerin belediye başkanlıklarında markalaşmıştır. Bu başarı uluslararası alanda da tescillenmiştir.  Van’ımızın büyükşehir oluşuyla daha hızlı ve daha fazla hizmetin getirileceği kesindir. Van halkı böyle bir fırsatı asla kaçırmak istemez. Şehrimizin gelişmesi modernleşmesi cazibe merkezi haline gelmesi tüm sorunların kökten çözülmesi ancak Ak Partinin kazanmasıyla mümkün olur. Halkımız BDP’yi de denedi hizmetlerini gördü ne yaptıklarını nasıl çalıştıklarını şehri nasıl geliştirdiklerini gördüler ve buna göre de kararlarını sandıkta en güzel bir şekilde vereceklerine inanıyorum. Sıra bu sefer Ak Parti’nindir.

Aileniz ve etki alanı ile ilgili olarak bilgi verebilir misiniz?

Ailemiz 700 yıl önce bu memlekete yerleşmiştir. Ğulagom katliamından sonra Irak’tan ülkemize göç etmiş bir ailenin mensuplarıyız. Tüm bu bölgenin ilim, irfan ve maneviyatlarının gelişmesi için hizmet etmişlerdir. Tarihte ‘şerif’ ve ‘nakıbul eşraf’ müesseseleriyle konumlandırılmışlardır. Alim, ilim ve irfan sahibi bir aile olduğu için Hakkari, Ağrı, Muş, Bitlis, Siirt kısacası bu bölge ve civarlarında eğitimin, irfanın arınmada en güzel bir şekilde halkımıza hizmet etmişlerdir. Medreselerinde Bediüzzaman gibi alim pırlantalar yetişmişlerdir. Ohin’in, Norşin’in, Hizan’ın Tillon’un ve Menzil’in medreselerinde büyük manevi ve ilmi  katkılar sunmuşlardır ve hatta Türkiye’nin birçok bölgelerinde ve hatta yurt dışında da Irak’ta İran’da Suriye’de ciddi anlamda bu ailenin mensupları mahbupları vardır. Tek partili dönemde Kuran’ın yasaklandığı camilerin, tekke ve zaviyelerin kapatıldığı dönemlerde ailemiz çok büyük sıkıntılar yaşamıştır ve canlarıyla bedeller ödemişlerdir. 1914-15 olaylarında ciddi bir şekilde katliama tabi tutularak mağdur edilmişlerdir. O günün çok zengin kütüphaneleri, cami, külliye ve medreseleri yakılmıştır. Daha sonraki dönemlerde de ailenin büyükleri ne yazık ki idam edilmiş ve geri kalanlarda sürgüne gönderilmiştir. Aile çok sürgünler, idamlar, zulümler görmüştür. Merkezde, hemen hemen bütün ilçelerde ve birçok köyde ailelerin hem kendilerinin hem de büyüklerimizin türbeleri vardır. İlim ve irfan hizmetlerinin yanında siyasi olarak da birçok alanda hizmetleri olmuştur. Cumhuriyet’ten önceki ilk mecliste bölgemizi temsilen büyükler bulunmuştur. Cumhuriyet’in kurulmasıyla ilk millet meclisinde Van’ı temsilen 25 yıl İbrahim Arvas milletvekilliği yapmıştır. Daha sonraki yıllarda da yine ailede uzun süre milletvekilliği yapanlar olmuştur. Bu hizmetleri yaparken hiçbir şahsi çıkar gütmeden canlarıyla da bedeller ödeyerek bölgede, bölge halkına hizmet etmişlerdir.

ABDULAHAT ARVAS KİMDİR?

1969 yılında Van’ın Erciş ilçesinde doğdu. İlköğrenimini Erciş’in Yukarı Işıklı köyünde, orta ve lise öğrenimini ise Van İmam Hatip Lisesinde tamamladı. Aynı zamanda bölgede Arap Dili ve Kur’an İlimleri  eğitimi veren  medreselerde okudu. Sonrasında Van merkezde bir süre Kur’an Kursu Öğretmenliği ve İmamlık görevlerini icra etti. Ardından bazı özel şirketlerde idari ve mali işlerden sorumlu yöneticilik görevlerinde bulundu. Sosyal Bilimler M.Y.O, İlahiyat Meslek Yüksek Okulu ve İktisat fakültelerindeki eğitiminden sonra kısa dönem askerlik yaparak vatani görevini tamamladı. Yurtdışında Petrokimya ve Ekonomi üzerine bir süre eğitim aldıktan sonra 1999 yılında aktif ticarete atılarak ithalat ve ihracat faaliyetlerinde bulundu. 2001 yılında Van Organize Sanayi Bölgesinde 7.500 m2 kapalı alan olmak üzere toplam 21.000 m2 üzerine Endüstriyel Sanayi ve Otomotiv Ürünleri fabrikasını kurdu. 2007 yılında Adana Hacı Sabancı Organize Sanayi Bölgesinde aynı alanda üretim yapan yeni bir fabrika daha kurdu. 2009 yılında ise Van’da madencilik konusunda ilk adımı atarak ileri teknoloji ile (elmas uçlu sulu sayalama sistemi) blok Mermer kesimi ocak işletme faaliyetine başladı. Halen Van Organize Sanayi Bölgesi ve Adana Hacı Sabancı Organize Sanayi Bölgeleri’nde bulunan fabrikalarında WANOİL, MONEX, SOFA ve KEF tescilli markaları ile Otomotiv Sanayi ve Gres Yağları, Antifriz ve Oto Bakım ürünleri, Endüstriyel ve Evsel temizlik ürünleri, Plastik bidon, pet şişe ve narenciye kasaları gibi ürünleri imal ederek iç ve dış ( Rusya, Gürcistan İran, Irak, Suriye) piyasalarda satış, pazarlama ve madencilik faaliyetlerine devam etmektedir. Sanayici ve İşadamlığı kimliğinin yanı sıra MÜSİAD Van Şube Başkanlığı, Van Ticaret ve Sanayi Odası Yönetimin de Disiplin Kurulu üyeliği, Van Organize Sanayi Bölgesi Müteşebbis Heyetinde Kurul Üyeliği,  Van Valiliği Mikro Kredi Üyeliği görevlerinde bulunan Abdulahat Arvas halen Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Dernek ve Vakıflarında aktif çalışmalarını sürdürmektedir. 2011 Genel seçimlerinde Ak Parti Van Milletvekiliği 6. Sıra adayı olan ve iki buçuk yıldan beridir Ak Parti Van İl Başkan Yardımcılığı ve Teşkilatlardan Sorumlu Teşkilat Başkanlığı görevlerini icra eden Abdulahat ARVAS Arapça ve Farsça bilmekte olup evli ve 4 çocuk babasıdır.

Editör: Wan Haber