Bilim, Sanayi ve Teknoloji İl Müdürlüğü tarafından Araştırma ve Geliştirme (AR-GE) için verilen desteklerin tanıtımı için İnönü Üniversitesi'nde tanıtım toplantısı düzenlendi.
Güzel Sanatlar Fakültesi toplantı salonunda gerçekleştirilen "AR-GE Destekleri Tanıtım Toplantısı"na; Vali Yardımcısı Murat Çağrı Erdinç, İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemil Çelik, Malatya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı (TSO) Hasan Hüseyin Erkoç, Bilim, Sanayi ve Teknoloji İl Müdürü Mehmet Selim Goral, ESKKK Başkanı Ali Evren, rektör yardımcıları, fakülte dekanları ile öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji İl Müdürü Goral, "AR-GE ve inovasyon, ülkelerin ekonomi ve sanayi politikalarının son 10-15 yıldır en üst sıralarında yer almaktadır. Üretimde fark meydana getirerek, kriz dönemlerinde bile üretimin ve ihracatın artmasını sağladığı için AR-GE ve inovasyon teşviklerle desteklenmektedir. Bu sebepten ülkelerin AR-GE yatırımları büyük önem taşımaktadır. AR-GE yatırımları büyük miktarda olan ülkeler günümüzde bilim ve teknoloji alanında büyük adımlar atmış, sanayi ve üretimleri ile küresel piyasada rekabet edebilirliklerini sağlamlaştırmışlardır. AR-GE yatırımlarına harcanan paranın kısa vadede olmasa bile orta ve uzun vadede çok daha fazlasıyla geri döndüğü artık herkesçe bilinen bir gerçektir. Global serbest piyasanın acımasız rekabet ortamında çalışan firmalar için inovasyon katma değerli üretim yapabilmenin en önemli şartıdır. Firmasında inovasyon yapamayan yönetici, bir süre sonra ürünlerinin yaşam sürecini tamamladığını, kar etmez hale geldiğini görecektir. Üniversite-sanayi işbirliğinin, ulusal inovasyon sistemlerinin kilit taşı olmasından dolayı ileri sanayi ülkeleri ile yeni sanayileşen ülkeler, üniversite-sanayi işbirliğine büyük önem vermektedirler. Bunun ortamını oluşturabilmek için devlet eliyle önlemler alınmakta ve işbirliğini teşvike yönelik finansal destek programları yürürlüğe konulmaktadır. Sanayimizin uluslararası pazarlarda yüksek rekabet gücü elde etmesinde ve ülke refahının artmasında en önemli unsur olan bilgi ve teknoloji tabanlı üretim yöntemlerinin yaygınlaştırılması hedeflenerek başlatılan bu programların başarısı, ülkemizin gelecek yıllarda güçlü ve refah seviyesi yüksek bir ülke haline gelmesinde büyük önem arz etmektedir" şeklinde konuştu.
TSO Başkanı Hasan Hüseyin Erkoç ise, "Biz üretiyoruz, üretmeyi de seviyoruz. Ancak üretirken, kendi makinelerimizde değil, çoğunluğu made in ABD-Çin ya da Avrupa ülkeleri yazan makinelerde üretiyoruz. Çoğunlukla Türk malı makinelerde üretmediğimiz için de bu girdaptan kurtulamıyoruz. Teknolojiyi üretmeyip sürekli teknolojiyi tükettiğimiz için de üzülerek belirtmek gerekir ki, gelişmiş ülkelerin teknolojik sömürü alanlarından birini oluşturuyoruz. Nüfusumuzun neredeyse bir buçuk katı kadar cep telefonu kullanıyoruz, ama kendimize ait bir cep telefonu markasına sahip değiliz. Her 3 kişiden 1'inin arabası var ama hala yüzde yüz kendimize ait bir araba markamız yok. Tekstilde, konfeksiyonda, çelik sanayinde, modüler ürün sektörlerinde en iyi ürünleri üretiyoruz, ama hala bu ürünleri üreten makineleri üretemiyoruz. Masa üstü yayınlarını en fazla tüketen ülke konumundayız ama hala bir bilişim vadimiz yok. Evet, artık teknoloji çağında yaşıyoruz. Bu çağda ayakta kalmanın ve güçlü olmanın tek kuralı ise teknoloji üretip satmaktır. Eğer büyük ülke olacaksak, tüm kurumların birbirini tamamlayan bir teknolojik entegrasyon içinde olması gerekiyor. Yani devlet AR-GE'ye sonuna kadar kesenin ağzını açacak, üniversite sonuna kadar sanayicilere inovatif fikirler sunacak, sanayi ise bu değerleri harmanlayıp bilgi üreterek Türkiye'yi geleceğe taşıyacaktır. Hiç şüphe yok ki, sanayiciler kadar üniversiteler de Türkiye'nin geleceğinin önemli köşe taşlarından birini oluşturmaktadır. AR-GE politikalarının ve stratejilerinin belirlenmesinde, ileri teknoloji geliştirmeye yönelik ulusal ve uluslararası projelerin oluşturulmasında; üniversite-sanayi işbirliğini önemsiyoruz. Malatya Ticaret ve Sanayi Odası olarak bu hassasiyetlerle üniversitemize yaklaşıyoruz. Son zamanlarda artan işbirliği de bu hassasiyetimizin göstergesidir. Nitekim teknokent ve tek-mer gibi projelerin uygulamaya geçmesiyle birlikte, işbirliğimizde köklü bir yola girilmiş olacaktır. Yine bu çerçevede bir önerimiz de; Üniversite-Sanayi İşbirliği Koordinasyon Kurulu'nun oluşturulmasıdır. Bu kurulun oluşturulmasıyla birlikte, teknoloji üretiminde bilim adamlarımızdan azami derecede istifade etmeyi hedeflemekteyiz" ifadelerini kaydetti.
Rektör Prof. Dr. Cemil Çelik de, "Bundan 5-6 yıl önce Sanayi Bakanlığı'nın böyle bir derdi yoktu, meselesi yoktu, böyle bir konuyu anlatma zorunluluğu da yoktu, üniversiteler de böyle bir yolda değildi, 'teknopark kuralım, teknokent kuralım, üniversite-sanayi işbirliği nasıl olur? Milli gelirimizden AR-GE'ye ayırdığımız payı arttıralım' diye siyasi partilerin de çok fazla bir çabası yoktu. Ama biz istediğimiz yerde miyiz? Henüz maalesef istediğimiz yerde değiliz. Çünkü biz üniversite olarak da, sanayiciler olarak da, devletin kurumları olarak da bu işleri yeni yeni fark eder haldeyiz. Türkiye eğer gelişmiş bir toplum olacaksa, medeni bir toplum olacaksa, mutlaka bilim ve teknoloji üretmesi gereken bir toplum olacaktır" dedi.
Teknoparkın önümüzdeki yıl faaliyete geçeceğini belirterek, halen 4 firmanın burada prefabrik alanda faaliyete başladığını aktaran Prof. Dr. Çelik, "4 yıl öncesine göre TÜBİTAK proje sayımız, bir miktar arttı. Ama istenilen yerde değiliz. Şimdi buradan ilan ediyorum; TÜBİTAK'a doğru, düzgün, eksiksiz TÜBİTAK formatında proje veren mühendislik, sosyal bilimlerde dahil, kim proje verirse, kabul belgesini aldığında ben üniversite olarak bin TL destek vereceğim o araştırıcıya. İkincisi, TÜBİTAK ve Türkiye'deki Sanayi Bakanlığı da dahil olmak üzere uluslararası destek alan arkadaşımızın, aldığı desteğin yüzde 20'si kadar da üniversite yönetimi olarak destek vereceğiz. Bunu ilk kez buradan ifade ediyorum. Her şeyi devletten beklememeliyiz, biz de elimizi taşın altına koymalıyız" diye konuştu.
Vali Yardımcısı Murat Çağrı Erdinç ise, ekonomideki en önemli noktanın üretim olduğunu vurgulayarak, "Üretimi olmayan ekonomilerde, maalesef görüyorsunuz, yakın dönemlerde de hepimiz Avrupa'da ve dünyada şahit oluyoruz; kısa vadede sadece kendini dış dünyaya bağlamış üretimlerin bir dönem sonra çöktüğünü, krizlere girdiğini, bu işin devamlılığının da ancak ve ancak üretimle olduğunu hepimiz artık biliyoruz" ifadelerini kullandı.
Toplantıda katılımcılara; 'AR-GE merkezleri destek programları', 'teknoloji geliştirme desteği' ve 'teknogirişim sermaye desteği' hakkında bilgi verildi.
(BK-SO-Y)

18.12.2012 13:40:53 TSI

Editör: Wan Haber