Rehberlik Öğretmeni Mehmet Menekşe, öğrencinin karnesinde zayıf olduğu için cezalandırılmasıyla, notları çok iyi olduğu için abartılı ödüllendirilmesinin kişilik gelişimini olumsuz etkileyebileceğini söyledi.
Yarıyıl tatili öncesi karne alacak öğrencilerin anne ve babaları uyaran Rehber Öğretmen Mehmet Menekşe, "Aileler özellikle karne haftası içinde çocuklarıyla karne konusunda olumlu konuşmalıdır. Hatta karnedeki kırık notlardan dolayı kendisini üzmemesini, hiçbir şekilde kızmayacaklarını ifade etmelidirler. Kesinlikle korkutucu, suçlayıcı veya tehdit edici konuşmalar yapılmamalıdır. Karneyi almadan önce çocuklara bazı güvenceler verilmelidir. Çocuk bu konuda ailesinden zarar görmeyeceğini veya baskı altında tutulmayacağını bilmelidir" dedi.
Menekşe, karne günü bazı örgencilerin sevinçle evlerine koşarlarken karnesinde zayıf notu olan öğrencilerin ise kaygı içinde, evde neler yaşanacağını, ailesinin nasıl bir tepki vereceği konusunda gerginlik yaşadığını anlattı.
Eğitim bilimci John Dewey'in "Başarısızlık yol göstericidir. İyi düşünen bir insan başarısızlıklarından çok fazla şey öğrenebilir" sözünü hatırlatan Menekşe "Çocuğunuzun kişiliğini değil, başarısızlık nedenlerini sorgulayın. Çocukları sadece karnedeki notlara göre değerlendirmek onlara haksızlık olur. Karnedeki notlar ne olursa olsun, onu sevdiğinizi, desteğinizin sürdüğünü belli etmelisiniz. Karne, çocuğun hayattaki başarısını değil bir dönem boyunca çalışmasını, çabasını yansıtır. Karne çocuğun başarısı yanında eğitim sistemini, öğretmen ve anne babaların tutum ve çabalarını da yansıtır. Başarısızlığın nedenini yalnızca çocukta aramak hiç de doğru değildir. Yapılması gereken, çocuğun okuldaki başarısızlığının nedenlerinin araştırılması ve çözüm yolları için çaba gösterilmesidir. Bu çaba okul, aile ve çocuk üçgeni içerisinde olmalıdır. Bu bağlamda öğretmen, anne ve babalar da öğrencinin karnesinden kendine yönelik sonuçlar çıkarmalıdır" diye konuştu.
Karnesinde zayıf olan öğrencilerin karnedeki notlardan daha çok anne babanın nasıl tepki göstereceğinden korktuklarının altını çizen Menekşe, "Öncelikle alınan karnenin, çocuğun karnesi olmasının yanı sıra, ailenin ve eğitim sisteminin de karnesi olduğu unutulmamalıdır. Öğrencinin başarısında ailenin önemli bir yeri vardır. Aile içi ilişkilerin sağlıklı olduğu, çocuğun kişiliğine saygı duyan ve çocuğun kendini geliştirmenin desteklendiği bir ailede başarının da o oranda yüksek olması beklenir. Karne sonrasında ailelerde eğer öğrencinin notları düşükse genellikle bu durumdan öğrenci sorumlu tutulur. Eleştirilir, suçlanır. Oysa yapılması gereken, karnedeki düşük notların nedenlerinin ana-baba-çocuk üçgeninde değerlendirilmesidir" şeklinde konuştu.
Aşırı disiplinli veya otoriter ailelerin çocuklarının karne korkusunu daha fazla yaşadıklarını vurgulayan Mehmet Menekşe, şunları dile getirdi: "Karnesinde bazı derslerin notları düşük olması veya başarısız olması çocukları kaygılandırmakta ve korku içine sokmaktadır. 'Ben şimdi ne yapacağım, annem babam beni mahveder', 'Arkadaşlarımın yüzüne nasıl bakacağım', 'Zaten dün annem sakın eve zayıf notla gelme, hele bir zayıf getir o zaman görürsün demişti' diye yoğun bir kaygı yaşamaya başlar. Bu kaygı çeşitli sorunların yaşanmasına neden olabilir. Karnesinde zayıf notlar olduğu için hayatına son veren, evden kaçan veya çeşitli riskli davranışlarda bulunan öğrenciler bulunmaktadır. Özellikle ergenlik döneminde bu ve benzeri davranışların ortaya çıkması olasıdır. Bu nedenle özellikle anne ve babalar tutum ve davranışlarına çok dikkat etmeliler. Baskı yaparsak, sert davranırsak elinden bazı şeyleri alırsak veya korkutursak bizi daha ciddiye alırlar veya başarılı olurlar diye düşünmeyin. Unutulmamalıdır ki birçok öğrenci için o an karnesindeki notlardan daha çok anne ve babasının, arkadaş çevresinin neler söyleyeceği önemlidir. Burada anne babanın tutum ve davranışları çok önemlidir. Dikkatsizce söylenen bir söz veya uygun olmayan bir davranış, kendisini veya ailesini riske sokacak hatta dönüşü olmayan sonuçlara sebebiyet verebilir."
Rehberlik Öğretmeni Menekşe, karnesinde zayıf olan öğrencilere şöyle davranılmasını önerdi; "Çocuğunuzun karnesindeki notlar hakkında konuşurken onun kişiliğine yönelik incitici aşağılayıcı, küçük düşürücü, suçlayıcı, yargılayıcı davranılmamalıdır. Çocuğun o anki yaşadığı kaygı durumuna göre duygu ve düşüncelerinizi uygun bir dille, açık bir şekilde paylaşın. Bu paylaşımı duruma göre erteleye bilirsiniz. Kesinlikle çocuğa yönelik tembel, aptal, başarısız, senden adam olmaz, yazıklar olsun sana verdiğimiz bütün emekleri boşa verdin, gibi çocuğu etiketleyici, rencide edici ifadeler kullanılmamalıdır. "Seni okuldan alacağım, artık okula gitmeyeceksin seni bir yere çırak olarak vereceğim" gibi tehditler savurmayın. Özellikle arkadaşlarıyla kıyaslamayın herkesin farklı olduğunu unutmayın. Ya da emirler vermeye başlamayın "madem zayıf getirdin şunları yapmak zorundasın artık" gibi. Aksine her zaman yanında olduğunuzu hissettirin. Kendisinin karnedeki notlardan daha önemli olduğunu, bunun telafi edilebileceğini ve ona destek olacağınızı söyleyin."
(MÇ-SLH-Y)

23.01.2013 10:32:29 TSI

Editör: Wan Haber