Dünyanın en köklü siyaset ve diplomasi dergilerinden The New Republic, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Kürtlerle barışa yakın olduğunu yazdı.
The New Republic, AK Parti hükümetinin, Kürt meselesinin sona erdirilmesine yönelik attığı son adımlar ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın meseleye yaklaşımını analiz eden bir makale yayınladı.
Jenna Krajeski imzalı makalede, başlatılan bu son girişimin, geçmiştekilerden farklı olarak sonuç vermeye daha yakın olduğu işaret edildi.
Makalede, "Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, şüphesiz birçok şeyle hatırlanacak. Erdoğan, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AK Parti) parlamentoda çoğunluğu elde etmesinden bu yana geçen 10 sene içerisinde, Türk ekonomisini köklü olarak geliştirdi, Türkiye'yi Ortadoğu'da bir diplomasi lideri haline getirdi. Türk ordusunun siyasetteki tesirini ortadan kaldırdı" denildi.
Krajeski, Erdoğan'ın, "Başbakan olarak üçüncü dönemini sona yaklaşırken, Kürtlerle barış yapmak gibi bir başka önemli konuda da miras bırakmaya çalıştığını" dile getirdi.
"Türkiye'nin PKK ile savaşı, ülkenin en çetin problemi" diyen Krajeski yazısında, 30 yıldır süren çatışmalara ilişkin detaylı bilgiler verdi.
Krajeski, "Son haftalarda PKK'nın tutuklu kurucusu Abdullah Öcalan ile yeni müzakereler başladı. Uzun yıllar sonra ilk kez gerçekleşen bu müzakereler, bu zorlu savaşın sona erme ihtimaline yönelik bir işaret olarak görülüyor. Türkiye'nin Kürt sorununun şiddetle ne kadar iç içe olduğunu bir kez daha ve acı biçimde anımsatan, Paris'te, üç Kürt aktivistin vahşice öldürülmesi bile müzakereleri rayından çıkaramadı, en azından şimdilik" dedi.
Krajeski makalesinde ayrıca şu görüşlere yer verdi:
"Erdoğan'ın, meseleyi çözmeye istekli olabileceğine dair ilk işaret, tek kişilik hücrede tutulan Öcalan'ın, açlık grevi yapanlara mesaj göndermesine müsade edilmesiydi. Kürt lider, 17 Kasım'da grevlerin sona erdirilmesi çağrısında bulundu. Ardından MİT Müsteşarı Hakan Fidan, barış görüşmelerini başlatmak için Öcalan'ın mahkum olduğu İmralı'ya gönderildi."
Koç Üniversitesi'nden Prof. Dr. Murat Somer'in açıklamalarına da yer veren Krajeski, Somer'in, "Erdoğan düzenli olarak prensiplerini ve hedeflerini değiştiriyor. Oldukça iyi gelişmiş bir siyasi içgüdeye sahip" dediğini aktardı.
Krajeski ayrıca, "Son yıllarda her iki tarafdaki ölü sayıları önemi oranda arttı. Türkiye'de Kürtler hakkındaki kamusal söylem kökten değişti. Kürt siyasiler artık toplum hayatında çok daha öncü bir rol oynuyor. Kürtler'e yönelik muameleler konusundaki insan hakları endişeleri, hem Türk, hem de Kürt aktivistler tarafından daha hassas olarak değerlendiriliyor" dedi.
Krajeski, gazeteci Mustafa Akyol'un, "Kürt meselesi, 1990'lara kadar bir tabuydu. Kürt kelimesi bile yaygın olarak kabul edilmiyordu. Fakat yeni yüzyılda mesele kamuoyunda, TV'lerde, gazetelerde yaygın şekilde tartışılır hale geldi. Bunun, birkaç teröristin kökünü kazımakla ortadan kaldırılacak bir mesele olmadığı, bunun bir siyasi mesele olduğu bilinci oluştu" dediğini aktardı.
Türk halkının meselenin çözümünü istediğini, Erdoğan'ın da barışı tesis etmeye karar verdiğini söyleyen Krajeski, "Fakat Erdoğan'ın başlattığı müzakerelerni başarılı olacağının veya bunu sonuna sonuna kadar götürme kararlılığı göstereceğinin garantisi yok" dedi.
Krajeski yazısının devamında şunları dile getirdi:
"Ne zaman Kürtler ile Türk hükümeti arasında müzakereler olsa, bu duyurulur duyurulmaz, bir şiddet dönemi başlıyor, ki bu da var olan iyimserliği ortadan kaldırıyor ve çatışmalar yeniden başlıyor.
"Paris'te iki genç aktivist ile bir dönem Öcalan'a çok yakın olan PKK'nın eski kurucusunun öldürülmesi de bu çizginin devamı gibi görünüyor. Birçok gözlemci, Türk toplumunun milliyetçi kanadın, şiddete, hükümetten daha sert bir cevap vermesini talep edeceği, bunun da barış müzakerelerinin aniden kesilmesine yol açacağını tahmin ediyordu. Ancak kamuoyu görüşmelere destek verdi, bir dereceye kadar Erdoğan da bundan güç aldı."
(İB-ÖK-D)

30.01.2013 12:40:03 TSI

Editör: Wan Haber