Rize’ye giden Erdoğan, burada açıklamalarda bulundu. Erdoğan'ın konuşmalarından bazı bölümler şöyle:

“Şunu unutmayın; ülkemiz için milletimiz için hayırlı olan neyse o olsun. Biz Allah’ın huzurunda rükuda eğilmekten başka eğilmeyi tanımıyoruz. Biz beşer olan kimsenin karşısında eğilmedik. Allah’ın izniyle bundan sonra da eğilmeyeceğiz. Benim sizden ricam şudur, hep bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız beraber olacağız kardeş olacağız hep birlikte Türkiye olacağız. Bizi bölmek isteyenler olabilir, bunlara kulak asmayacağız. Onlara elimizin tersi ile ‘haydi güle güle’ diyeceğiz. Biz gücümüzü bu milletten aldık, bundan sonra da milletimizden alacağız.

Kardeşlerim ülkemiz üzerinde oynanan oyunları görüyorsunuz değil mi ? Her gün şehitlerimiz var. Ama şehitler tepesi boş değil. Mehmetçik şuanda teröristler ile vuruşuyor mu ? Gereğini yapıyor mu ? Yapıyor. Tabiî ki şehadet ve o aileler nasıl üzülüyorsa biz de üzüyoruz. Ama bedelini de ağır ödetiyoruz. Bizi bölemeyecekler. Onlar benim Kürt kardeşlerimin temsilcisi olamaz. Onlar bir üst aklın uşaklarıdır. Bir de bizim bayrağımıza eş bir şeyler yapıyorlar, onlar paçavradır paçavra. Bu ülkede o tarz adım atanlar yanılacaklardır ve bedelini de ağır ödemeye devam edeceklerdir.

“Parlamentoda bugün bir oylama yapılıyor. Bu tarihi bir oylama, belki şuanda bitmek üzere olabilir. Bu oylamada ne var? Benim milletim, bu ülkede suçlu olan parlamenterleri bu parlamentoda görmek istemiyor. Hele hele bölücü terör örgütünün desteklediklerini, bu parlamentoda görmek istemiyor. Şuanda iktidar partisi ve bunun yanında MHP burada olmamaları lazım diyor. Bunun bedelini niçin parlamento ödesin. Fezlekeleri gönderilen 168 milletvekili ile alakalı 670’e yakın fezleke var. İnşallah bugünkü oylamada hayırlı bir netice çıkarsa bütün bu dosyaları nereye gönderecekler; yargıya. Alın yargılayın, bedeli neyse ödesinler. Olması gereken bu değil mi ? Parlamentoda bu çıkmazsa, bugün inşallah bu netice bitiyor. Ben inanıyorum ki referanduma gidildiği zaman en doğru kararı benim milletim verecektir.”

 

Editör: Wan Haber