Dicle Üniversitesi'nin (DÜ) düzenlediği 'Sağlıkta Şiddet' sempozyumunda DÜ Hastaneler Başhekim'i Prof. Dr. Sait Alan ve DÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Aytekin Sır, sağlık çalışanlarına yapılan saldırıların cezalarının yetersiz olduğundan yakındı.
DÜ Kongre Merkezi'nde gerçekleştirilen 'Sağlıkta Şiddet' sempozyumunda konuşan Prof. Dr. Sait Alan, takdir ve teşekkür bekleyen sağlık çalışanlarının şiddete maruz kaldıklarını ve çok kolay şikayet edildiğini aktararak, "184 aranarak doktor ve hemşire hakkında şikayetçi olunuyor. Hemen anında ilgili birim amiri aranarak yazışmalar yapılıyor. Hemşire ve doktorun hemen savunması alınıp cezalar verilebiliniyor. Başka hiçbir kurumda bu uygulama yok. Eğer bu doğruysa bütün kurumlarda uygulayalım. Maalesef 184 Sağlık Bakanlığı, Başbakanlık BİMER'e şikayet ettiğiniz anda hemen işlemler başlıyor. Hakikaten sabaha kadar çalışıp nöbet tutmuşsunuz, hastayla uğraşmışsınız ve ertesi günde izin almadan devam ediyorsunuz. Takdir ve teşekkür beklerken, önünüze bir savunma geliyor. Bu psikoloji ile çalışmak hakikatten zor" diye konuştu.
Öz eleştiri yapmanın da gerektiğini ve her meslekte hata yapanlarını olduğunu ifade eden Alan, hatayı yapanların çözüm merkezinin yargı olduğunu dile getirdi. Alan, "Yargı mekanizmalarını işletmek gerekir. Aksi takdirde herkes kendisini hakim, savcı yerine koyup, ondan sonra da cezasını da kendisi vermeye kalktığında son günlerde yaşadığımız olaylarla karşılaşmış oluyoruz. Biz sağlıkçılar olarak bunları hak etmiyoruz. Bu kadar özveriyle çalışıyoruz. Sonuçta karşılaştığımız muameleyi görüyorsunuz. Ceza oranları son derece düşük. Ben kişisel olarak cezanın suçu engellediği yönünde bir kanaatim yok. Ceza vermeyle suçların önüne geçmemiz çok zor. Ama cezalarında bir caydırıcı gücünün olması gerekiyor. Hayati tehlikesi olan, darp edilen, sağlık çalışanlarının raporuna rağmen darp edenler serbest kalabiliyor. Bütün herkeste, hasta yakınları da ya ben tekmemi atarım, tokadı basarım, rahatlarım nasıl olsa serbest kalırım bunun cezası yok. Bu kavram yerleştiği için bundan dolayı da şiddet artabiliyor. Bugün itibariyle 10 bine yaklaştı sağlıkta şiddete hayır imza kampanyamız. Bu da Diyarbakır için iyi bir rakam bu imza kampanyası ile sempozyumdan çıkan sonuçları biz Başbakanlığa, Meclis'e ve ilgili kurumlara göndererek acil çözüm bulmalarını önereceğiz" şeklinde konuştu.
Alan'ın ardında söz alan DÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Aytekin Sır ise, yaklaşık 25 yıldır üniversitede görev yaptığını kaydederek, bu süre zarfında şiddetle sayısız defa karşı karşıya kaldıklarını aktardı. Sır, "Sağlıkta Şiddet konusunda yargıya benim de sitemim olacak gerçekten bu tabloyu yaşayan acaba, bu kararı veren kişilerin yakınları, çocukları olsaydı. Acaba bu kararları bu kadar rahatlıkla verebilirler miydi? Benim bu konuda açıkçası tereddüdüm var. Bu süreci diğer taraftan uzunca bir süredir devam edip gelen, sağlık çalışanlarına sistematize bir kışkırtmanın neticesi olduğunu düşünüyorum. Endişem şu ki; şiddet aynen havuza atılan bir taştır. Dalga, dalga her tarafa yayılıyor. Esas problem bu diye düşünüyorum. Ve biz bunu kesmediğimiz sürece evde annelerimiz çocukları dövüyorsa bilsin ki o çocuk büyüdüğünde eşini dövecek, doktoru, öğretmenini dövecek, öğretmenine bıçak çekecek. Hangi oranda biliyor musunuz, yüzde 63 veya yüzde 68 oranında şiddete uğrayan insanlar şiddet uygular. Onun için ben buradan değerli annelerimizi uyarmak istiyorum lütfen evde şiddet uygulamayalım. İlk önce biz bunun önüne geçelim ki sonrasında diğer şiddetler yaşanmasın" ifadelerini kullandı.
Sempozyumun ardından alınan kararlar, DÜ Tıp Fakültesi Hastanelerinin başlatmış olduğu 'Sağlıkta Şiddete Hayır' isimli imza kampanyasında toplanan imzalarla beraber, Başbakanlık ve Adalet Bakanlığı'na gönderileceği bildirildi.
(MY-YRT-AŞ-Y)

14.02.2013 16:20:48 TSI

Editör: Wan Haber