İstanbul'da yaşayan anne ve babasının boşanmasının ardından Malatya'nın Doğanyol ilçesinde yaşayan babaannesinin yanına gönderilen Akyol, küçük yaşlardan itibaren anne ve baba hasretiyle büyüdü.

Köyde ortaokula kadar öğrenim gören, okuldan geri kalan zamanını da çobanlık yaparak geçiren Akyol, 17 yaşında babasının gönderdiği sazla radyoda dinlediği türküleri çalmaya başladı. 

Kendini geliştiren ve saz çalmayı öğrenen Akyol, anne ve baba hasretini bir nebze de olsun sazıyla dindirmeye çalıştı.

Aradan geçen sürede evlenen ve 2 çocuk sahibi olan Akyol, çocuklarının eğitimi için geldiği Malatya'da hem tekstil atölyesinde çalışıyor hem de işten arta kalan zamanını da bir kafede saz çalarak geçiriyor.

3-20171101104435.jpg

"Parmaklarım yorulana kadar çalıyorum" 

Akyol, AA muhabirine yaptığı açıklamada, anne ve baba özleminin içinde hep bir ukde olarak kaldığını, saz çalarak bu özlemini gidermeye çalıştığını söyledi.

Anne, baba ve kardeşsiz büyümenin kendisinde eksikliğe yol açtığını dile getiren Akyol, "Babam 17 yaşımda bana saz gönderdi. Ozanların türküleri beni çok etkilerdi. Duygularımı sazla anlatmaya başladım. İlk olarak 'eledim eledim' türküsünü çalmaya çalıştım." dedi.

Köyde hayvan otlattığı dönemde de saz çaldığını anlatan Akyol, şöyle devam etti:

"Anne babadan ayrı büyümemin saz çalmamda etkisi var. Herkesin kardeşi, annesi, bacısı var benim yok. Kendimi herkese yabancı gibi hissediyorum. Saz çalıp, söylediğim zaman duygusal olarak rahatlıyorum. Duygularımı sazla anlatıyorum. Kollarım yorulana kadar saz çalarım, parmaklarım hareket etmeyince de bırakırım."

Askerlik görevinin ardından evlendiğini ve iki çocuk sahibi olduğunu aktaran Akyol, "Çocuklarımla ilgileniyorum, onlar okusun başka bir şey istemiyorum. Köyden çocuklarım okusun diye geldim. Tekstil atölyesinde çalışarak, geçimimizi sağlıyorum. İşten geri kalan zamanımı da kafede saz çalarak geçiriyorum. Böyle kendimi daha iyi hissediyorum." şeklinde konuştu.(AA)

Editör: Wan Haber