Tarihi Van şehri, Çetin bir seçim sürecinden geçiyor…

Seçim maratonunda final çizgisine devasa adımlarla ulaşmaya çalışan siyasi argümanlar geçmişte olduğu gibi günümüzde de, alışagelmiş geleneklerinden vazgeçmiyorlar.

Yıllardır, bir gün dahi kapılarını çalmadıkları, ellerini sıkmadıkları ve hatta acı günlerinde bir Fatiha dahi okumayan, ama yaklaşan seçimlerle yeniden Van halkın dizinin dibinde post serip yere çömelen, yıllardır öteledikleri mazlumları ve mağdurlara “siz bizlerin başımızın tacısınız. Sizler, bu kentin asil sahiplerisiniz” yalanlarıyla kendi kirli çıkarlarına ortak etme gayretinde bulunan günümüzün kofra siyasetçilerinin riyakârlığını görmenin sevincini mi hüznünü mü yaşayalım bilemiyoruz!

Oldukça gülünç olduğu kesin…

Yıllardır pembe yalanlar ve vaatlerle kandırılan, Van depreminde kendi kaderleriyle baş başa bırakılan. Ama ne tesadüf ki, tüm bu riyakârlıkları unutarak yeniden “kardeş, hami ve kurtarıcı” rolüne soyunan sözüm ona siyasetçilerin bu pişkinliği karşısında Van halkı da şaşırmış durumda.


Durum bu iken, halkın kapılarını sahte gülüş ve uçuk vaatlerle çalan, onları kandırmaya çalışan siyasilerin ne tür bir ruh hali ve vicdan muhasebesi içinde olduklarını biz dahi anlamış değiliz.

Böylesi riyakârlıkları hak etmeyen bir Vanlı olarak ve duyguları incitilen seçmenler olarak, sözüm ona kofra siyasetçilere, Van halkı adına birkaç soru sormayı, bir sorumluluk olarak görüyorum.


Umarım, efendiler alınıp, burun kıvırmazlar...

Umarım, ağızlarını homurdatıp küfre bulaşmazlar.

Çünkü Van halkı adına sorduğum ve çok masumane olduğuna inandığım şu birkaç soruya cevap arıyorum.

SAMİMİ CEVAPLAR ARADIĞIM SORULAR


1-Bu kentin yüzde 30’u yıkıldı. Evleri, iş yerleri, ekmek tekneleri moloz olan bu halkın sırtından sermayedar oldunuz mu olmadınız mı?

2-Van’da yapılan TOKİ konutlarının akla mantığa aykırı (80-90 bin TL) satışına itiraz ettiniz mi etmediniz mi? Ankara Mamak’ta aynı konutların yüzde 40 düzeyinde daha ucuza satıldığından haberiniz var mı varsa, canını, malını, kaybeden bu insanlara TOKİ konutları neden bu kadar yüksek fiyatta satıldı satılmasına neden göz yumdunuz?


3-Konteyner kentte yaşam mücadelesi veren depremzedelerin sessizliğine kayıtsız kalmanızın nedeni nedir? Bu insanların konut ihtiyacına neden karşılık veremiyorsunuz? Bu insanlar bu kadar ağır koşullarda yaşamını sürdürürken, oy istemenin etik olduğuna inanıyor musunuz?


4-Van ekonomisinin çöktüğünü bundan dolayı binlerce İşverenin; vergi, SSK ve KOSGEB kredilerinin ertelenmemesinden dolayı iflasla mücadele ettiğini biliyor musunuz Bir çözüm üretecek misiniz?

Bu kentin çadırlarında yanarak yaşamını yitiren çocukların ailelerine teselli olabildiniz mi? Acılarını yüreğinizde hissettiniz mi?

5-Bu sorular sorulacak yüzlerce sorudan sadece basit olan birkaç tane. Hem de çok sıradan ama maalesef hiç birine kulak asmadınız, acılarına pelesenk vurduğunuz halkın gözyaşlarına, çetin yaşamına sadece seyirci kalmakla yetindiniz!


Şimdi soruyorum!

Hangi vicdan, hangi, ahlaki değer bu yaşanılanlar karşısında sizi oy istemeye zorluyor? Bu kadar pervasız olmayı yalan dolan ve hayali söylemlerle bu halktan oy istemenin zebanilerinizin eline odun vermek olduğunuzu bilmiyor musunuz?

Yoksa siz halen üstün devlet koyun yurttaş mantığının birer ürünü müsünüz, yüzsüz olmaya aday?

Cevaplayıp cevaplamama hakkını, bu soruların muhatapları olan kişilerin insaniyetine bırakıp, saygıyı halen tevazu ve sabır sahibi olan Van halkına sunuyorum…