Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nın (GYV) alt kuruluşu olan Abant Platformu'nun 'Türkiye üzerine farklı bakışlar' konulu 28'inci toplantısı, Büyük Abant Otel'de başladı.
Bürokrat, akademisyenler, gazeteci ve yazarların katılımıyla gerçekleşen toplantının açılış konuşmasını Gazeteci ve Yazarlar Vakfı Başkanı Mustafa Yeşil yaptı. Abant Platformu'nda ortak fikirlerin ele alınmasıyla verimli sonuçlar aldıklarını söyleyen Yeşil, şöyle konuştu: "Abant Platformu'nda oluşan düşünceler, kamuoyu ile ahengi ortak paylaşma olarak belirlendi. Bugüne kadar farklılıkların kavga vesilesi olmadığını biliyoruz. Abant Platformu dostlukların kurulduğu, anlayışların zenginleştiği, bazı uçların karşılıklı buluşma ile törpülendiği ve ortak aklın, ortak fikrin ortaya çıkabildiği bir fikir ve düşünce sofrasıdır. Bir araya gelen ve farklılıklara rağmen uluslararası arenada, uluslararası meseleleri konuşacak günlerin çok uzak olmadığını görüyorum"
Abant Platformu'nun ilk oturumunda söz alarak, Türkiye'de gerçek laikliğin olmadığını iddia eden RTÜK üyesi ve Anayasa Hukukçusu Prof. Dr. Hasan Tahsin Fendoğlu, şunları söyledi: "Dünya üzerinde üç türlü yönetim var. Laiklik var. Dine bağlı devlet var. Bir de devlete bağlı din var. İran şu an dine bağlı bir devlet. Osmanlı da öyleydi. Bunun yanında devlete bağlı din var. Türkiye'de şu an böyle. Türkiye'de gerçek laiklik yok."
1937'den sonra Türkiye'nin laik bir devlet olduğunu anlatan Fendoğlu, şöyle konuştu: "Daha sonraki anayasalar Türkiye'nin laik olduğunu söylüyor ama laiklik dini formatlıyor. Dini ciddiye almayan ve dini kurumlara değer vermeyen yapı içinde. Bunu Anayasa Mahkemesi'nin kararlarına göre söylüyorum. Bu tartışılıyor. Gerçek laiklik Türkiye'ye gelmeli mi, gelmemeli mi? Türkiye'ye gerçek laiklik gelirse sistem bozulur deniliyor. Bu yüzden gerçek laiklik gelmemeli deniliyor. Fransız tipi bir laiklik olabilir. Amerikan tipi bir laikliğin Türkiye'ye gelmemesi lazım. Türkiye'de gerçek anlamıyla din, devlet ilişkilerini ayrı olması, din özgürlüğünün alabildiğine olması diye tanımlayabilmemiz mümkün değil. Bunu Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç da söyledi. Türkiye'de gerçek laikliğin olmadığını söyledi"
Köşe Yazarı Mustafa Akyol ise laiklik için Türkiye'de farklı stratejilerin geliştirildiğini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye'de laikliğin resmi olarak ne şekilde yorumlandığına bakarsak, devletin bir çabasıdır. Toplumu dini inançlardan kurtarmak ya da korumaktır. Türkiye'de laiklik, din ve devletin ayrımı değildir. Otoriteryan laiklik nezdinde Türkiye'deki farklı strateji gelişti. 1'inci strateji laikliğin reddiydi. Laik devlet yıkılacak denildi. Bu İslamist yanıttı. Diğeri ise laikliğin tek yorumu değildir. 'Dünyaya bakalım, farklı olaylara bakalım. Laiklik 'devlet okullarında türban kaldırılacak değildir' denildi. Kademeli olarak geçtiğimiz 10 yıl içinde ikinci yanıt yani yeniden tanımlama gayretleri muhafazakar siyasi görüşün bayrağı olmuştur. Türkiye şu anda bu yoruma dair ilerliyor."
(MÇ-HO-Y)

08.02.2013 16:32:14 TSI

Editör: Wan Haber