1857 de 129 dokuma işçisinin katliam gerçeği hala yeryüzünde günceliğini korumaya devam ediyor.Sömürü merkezi olanABD katilliğini değişik renk, biçimde devam ettirmektedir. Egemenlikçi sistem denilince devlet akla gelmekte. Devletin minyatürü olan aile ve erkek öne çıkmaktadır. Tüm ağır bedeller bu döngü içinde odaklanmakta, kadın bındeste (el altında)olmaktadır.Ne kadar egemenlikçi savaşlar oluyorsa, bu savaşı ben sömürü için yapıyorum denilmiyor.Vatan kurtarma, vatanı zenginleştirme, vatan kutsallığı adına yapıyorum deniliyor. Birde buvatan önüne Ana konuldu mu? İşte o zaman her an, her saat, her gün savaşın mezesi Ana yapılarak lime lime edile biliniliyor. Vatan bekçisi erkek, namus kadın olunca, işte o zaman öl, öldürme hak görüle!Hak yerini bula diyerek,kadın vatan,vatan kadın denilerek, öldürülme meşru sayılıyor.Nedense tüm insanlık dışı muamele ‘Ana’yla başlar ‘Ana’yla biter. Anayla İfade, tarife kavuşur. Egemenliğin en sahtekâredebiyatı,cinayeti ana ve kadın temalıdır. Namus der kadın akla gelir. Bekçi denilince akla Erkek gelir. Aile denilince ‘reis, büyük’ adına Erkek akla gelir. Devlet denilince akla erkek gelir. Bunca şartlandırılma erkek lehine yapılır.Erkek figürüyle egemenlik zihniyeti insana, topluma durumda şırınga yapılıp durulur. Kadına gelince adı var kendisi yoktur. O görünmeyen, gölgede kalmaya mecbur bıraktırtılmış bir nesnedir. Egemen erkek gölgesinde silik, yok sayılandır. Yeryüzünün en büyük namussuzluğu belki bundan olacak ki,hep namus üzerinde işletilir, yapılır. Namus ise, egemen erkek içiniki bacak arasında öte bişey değildir. Tüm din, hurafeler iki bacağı işletir. Buna göre şartlandırma, kadının kapatılması, yönetilmesi vaaz edilir.Beş bin yıldır bu yapılıyor. Bu yapılan doğrultusunda,geriye itilen, kapatılan horlanan olmaktadır. Peki, bu duruma karşı çıkış nasıl olmalı? Çıkış, farkındalık bilincine varmaktır. Varmasını bilmekten geçer.Özgürlükçü cins bilinciyle kendi olma savaşına girişmekle olur. İşte tam burada Kürt kadını akla gelebilir. Getirile bilinir! Kürt Kadını gelinen aşamada, direnişiyle, özgün örgütleme sistemiyle adeta insan tutunmasının ilk gerçekleştiği vatan topraklarında yenidenİnana,Sterk, tanrıça gerçekliğiyle buluşuyor, yaşıyor. Bir nevineolitiğin yeniden güncelleşmesini yaşıyor. Tanrıça Zilan gerçeği işte böyle ortaya çıkıyor. Zilan gerçeği köhnemiş erkek, sömürgeci devlet karşısında özgür ulus, özgür kadın duruşudur.Tanrıçalığı böyle hak ediyor. Keza Beritanın çıkışı da bundan farklı değildir. Anka kuş misali Kürt kadını kendi özgürlük küllerinde yeniden doğuşunu gerçekleştiriyor.Yeni doğuşlara ebelik yapıyor. Başkasının kadını olmamak, kendi olma gerçeği 5 bin yıl sonra, ilk kez Kürt kadını sahsında güncelleşiyor. Güncelleşen bu durum, bugündeyarına özgürlüğe olan güveni perçinleyen eylem oluyor. Yeni yaşam oluyor. Yeniden özgür eşit cinslerin ortak buluşması oluyor.ÖZGÜR KADINLA DEMOKRATİK ULUSA DOĞRU şiarı bu anlam bilinciyle eyleme dönüşüyor.Her yerde haykırılan ses oluyor.

8 Mart gerçeği Kürdistanda farklı cereyan etmektedir.1857 de129 dokuma işçinin Amerika’da cayır cayır yakılması yanında, ne kadar yakılmış, yakılan kadın varsa, bu kadınların ahı,bugün Kürt kadın mücadele okyanusunda birleşerek, yeniden direniş dalgasına dönüşmektedir.Direnmenin evrenleşen gerçeği böyle gerçekleşmekte, katmerli, envaı sömürgecilik zihniyet oyunu, bu gerçek karşısında bozulan olmaktadır.

 M.Ö 10-7 bin yıllarında yaşanmış Neolitik devrim. Bugün Mezopotamya topraklarında yeniden güncelleşiyor, kadın devrimine dönüşüyor. Nasıl ki, Kadın beş bin yıl öncebu topraklarda tutunmasını yapmış, insan yerleşikliğine öncülük yapmışa, bugünde aynı topraklarda katmerli olan erkek egemenlik zülümünü gerileterek, yeniden özgür doğuşunu gerçekleştiren olmaktadır. Avcının Analitikkör avcılık zekâsı, kadının duygusal zekâsıyla yer değiştirerek onurlu barış, özgür yaşama everilen olmaktadır.Böyle olduğundandır ki, Neolitik yeniden güncelleşen gerçek olmaktadır.

Kürt Kadını bugün, Kurnaz erkeğin Tanrıça İnananda çaldığı 103 menin hakikat bağı içinde, Tanrıça İnananın yakarışına deva, vesayetini yerine getiren, eylem içindedir. Bir nevi Tanrıça inananın yakarışına sebep olanı kurnaz erkekte geri almanın inatçı direniş içindedir. 103 me nin çalışına sebep olanı geriletmek,Özgür Ana etrafında kurulmuş ilk yaşama dönüşün öncülük savaşını yürütmektedir.Rojavadevrimi ilk anacıl devrime dönüş devrimidir. Neolitik devrimin yeniden güncelleşme devrimidir.Kurnaz erkek Rojavada Tanrıça İnanın 103 mesini çalmıştı.Çalınan yerde 103 me Kadın devrimiyle, yeniden geri alınıyor, öz sahibi olan kadına iade ediliyor. Çalınmış irfan, akıl, yeniden insan havlısına dönerek, kardeşlik, barışın tesisine dönüşüyor. Kanton Konfederalizmi ilk Anacıl toplumun bugünün versiyonunda başka bişey değildir!

Rojavada gerçekleşen devrim,(kadına mal edilsede, esas bu erkeğe aittir)erkek fendi olaniktidarcı,devletçi, cinsiyetçi, dinci, milliyetçi, bilimci zihniyetine vurulmuş ağır darbedir.Yukarı Mezopotamya deyip geçmemek gerek! İlk Ana buluşların gerçekleştiği merkezdir.Haranda, Karacadağ’da, Bozova’da,Göbekli tepede yapılan arkeolojik çalışmalar ilk insan tutunmasını yeteri kadar delil olarak bize bugün sunmaktadır. Sümer Rahip devletin ilk devlet merkezi göbekli tepedir.15 bin yıl öncesine uzanan izleri mevcuttur.Aşağı Mezopotamya ya kayışı çok sonralarıdır.Bu kazıların hepsinde toprağasürülmüş tohuma rastlanmak mümkündür. Bu tohumlar Neolitik devrim gerçekliğine bizi ulaştırmaktadır. Yeri gelmişken Rıha da 30 Mart Seçim zaferi de bu ilkin geçişine başlangıç adımı olacaktır. Bunun için Urfa önemlidir. Seçim kazanılmalıdır deniliyor. Sandığa giden herkes, bu bilinç hatırlatmasıyla oyunu kullanmalıdır. Sayın Öcalan İmralıda düşüncelerim rafine leşti,devletli toplum bakışında sıyrıldım demesi, bizi yeniden Neolitik devrimin komünal özüyle düşünmeye şevk etti. Bu düşüncenin doğruluğu, sömürgeleştirilmiş ulus olan kadın kurtuluşu ancak, kadın öncülüğüylegerçekleşir bilincine dönüştükçe, işte o zaman 8 Mart, gerçek 8 Martın kutlamasına dönüşür. 129 ve nice katliama uğramış kadının intikam, vesayeti yerini doğru temelde yerini bulmuş olur. Bu bilinçle 8 ADARE JİN PROZBE diyorum.

Hasan Akbaba

8 Mart 2014

Kenzingen-Almanya