Muğla'nın Milas ilçesine bağlı Güllük beldesinde atık su deposunda metan gazı nedeniyle 7 işçinin yaşamını yitirdiği kaza yerinde incelemede bulunan Avukat Erbay Yucak, "Vicdan ve Adalet Nöbeti" eyleminde yaptığı konuşmada, "Bunlar dinamoyu tamir edebilecek elektrik işçileri değil. Aşağıya inen ilk işçi kamyon şoförü. Ayrıca gaz maskeleri de yok. 50 TL'lik gaz maskesi esirgenmeseydi bu işçiler ölmeyecekti" dedi.

İş kazalarında yakınlarını kaybeden ve adalet arayan işçi aileleri, her ayın ilk Pazar günü tuttukları Vicdan ve Adalet Nöbeti'nin 20'ncisinde Taksim Meydanı'nda biraraya gelerek Galatasaray Lisesi önüne yürüdü. Muğla'nın Milas ilçesine bağlı Güllük beldesindeki atık su terfi istasyonunda 18 Haziran'da meydana gelen iş kazasına dikkat çekmek için biraraya gelen aileler, "Gaz ölçümü yapmadılar, 50 TL'lik gaz maskesini esirgediler", "Milas Güllük'te 7 işçi hayatını kaybetti, iş cinayetlerini unutmadık unutturmayacağız" pankartı açtı. "Milas Güllük'ü unutma", "Esenyurt'u unutma unutturma" dövizlerinin taşındığını yürüyüşte sık sık, "Kaza değil cinayet", "Çalışırken ölmek istemiyoruz", "Sorumlular bulunsun adalet istiyoruz" sloganları atıldı. İş kazalarında yaşamını yitirenlerin anısına karanfillerin bırakıldığı eylemde, adalet arayan aileler adına basın açıklaması yapan İdris Çabuk, Haziran ayı içinde yaşanan iş kazalarında yaşamını yitiren işçileri anarak başladığı konuşmasında, iş kazalarının yaşanmasına neden olan sorumluların yargılanmasını istedi. 18 Haziran'da yaşamını yitiren işçiler için açılan davanın takipçisi olacaklarını belirten Çabuk, "Vicdanı olan, adalet duygusunu yitirmemiş olan herkes bu vahşeti anlayarak yaklaşmalı. Biliyoruz ki suskunlaşmış vicdanlara sesimiz güçlendikçe ulaşacağız" dedi.

'50 TL'lik bir cihaz yüzünden öldüler'

Basın açıklamasını ardından iş kazalarında yaşamını yitiren işçilerin aileleri söz aldı. Milas Güllük'te yaşamını yitiren Mevlüt Özbakır'ın yakını Ali Haydar Sağır, Güllük'teki açık su terfi istasyonunda çalışan işçilerin çok ağır koşullar altında çalıştığını ifade ederek, "Hepsi taşeron işçisi ve bu ağır şartlar altında çalışmak zorunda bırakıldı. Bu cinayetlerde sadece bir işçi ölmüyor, birçok kişinin hayatı mahvoluyor" diye konuştu. İş ve işçi güvenliği ile ilgili çıkarılan kanunun bir yıl ertelenmesine tepki gösteren Sağır, "Sermaye sahibi güçler, işçileri ezmeye devam ediyor. Bu nedenle bu yasanın çıkması ertelenemez" dedi. Milas'ta yaşamını yitiren bir diğer işçi Hasan Özgür'ün yakını Hasan Kahraman ise "Söyleyecek söz bulamıyorum. Tedbirsizlik diz boyu. 50 TL'lik bir cihaz yüzünden öldüler" dedi. Kahraman, işçilerin ailelerinin yaşanan durum karşısında öfkeli olduklarını dile getirerek, "Ölen işçiler hayatını Güllük'e vermiş. Para pul hiç bir şey onları geri getirmeyecek. Bu nedenle onlara sahip çıkalım" dedi. 

'Kamuoyunun davaya müdahil olması önemli'

Güllük'e giderek 7 işçinin yaşamını yitirdiği atık su terfi istasyonunda incelemelerde bulunan ve yetkililerle görüşen Avukat Erbay Yucak da kazanın meydana geldiği gün, atık su deposuna inmek zorunda bırakılan işçilerin, dinamoda yaşanan arızayı tamir edebilecek mesleki yetkinlikte olmadığını belirterek, "Bunlar dinamoyu tamir edebilecek elektrik işçileri değil. Aşağıya inen ilk işçi kamyon şoförü. Dolayısıyla meydana gelen arızayı tamir edebilecek durumda değil" diye konuştu. Atık istasyonuna inmek zorunda bırakılan işçilerin gaz maskesi olmadığı için metan gazı nedeniyle yaşamını yitirdiğini söyleyen Yucak, "50 TL'lik gaz maskesi esirgenmeseydi bu işçiler ölmeyecekti" dedi. Yucak, bilirkişi raporunun iki ay içinde savcılığa gönderileceğini ifade ederek, "Güllük'te yaşanan facianın sorumlularının aklanmaması için basının ve kamuoyunun davaya müdahil olması önemli" dedi. 

Aileler, konuşmalarının ardından 21'inci haftada biraraya gelmek üzere eylemlerini sonlandırdı. DİHA

Editör: Wan Haber