Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, "Bugün Merkez Bankası Başkanı'nın açıkladığı çok önemli ilave tedbirler var. 2014'ten itibaren yürürlüğe girecek tedbirler, güçlü sermaye yapısını korumaya şimdiden hazırlanmış tedbirler. Artık Basel 2'den Basel 3'e doğru yola çıkmaya başladığımız bir döneme de giriyoruz" dedi.
6. Türkiye Sektörel Ekonomi Şurası Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nde (TOBB) gerçekleştirildi. Toplantıya Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu katılırken, şuranın ilerleyen saatlerinde Tunus Başbakanı Hammadi Jebali, Tunus Dışişleri Bakanı Rafik Abdesselam, Tunus Ekonomi ve Sosyal İşler Bakanı Ridha Saidi, Yatırım ve Uluslar arası İşbirliği Bakanı Riadh Bettaieb ile Tunus Ankara Büyükelçisi Mehrez Ben Rhouma katılım sağladı.
Toplantıda açılış konuşmalarını yapan Başbakan Yardımcısı Babacan, küresel ekonomideki gelişmeler ve Türkiye ekonomisine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Küresel ekonomik krizin fazlar değiştirerek devam ettiğini, krizin ilk fazında sorunların ağırlıklı olarak bankacılık sektörüyle ilgili olduğunu söyleyen Babacan, hükümetlerin bankalara verdiği desteklerle geniş çaplı bir çöküşün şimdilik ertelendiğini belirterek, "Sorunlar hala çözülmüş değil. Sadece olağanüstü tedbirlerle bankalar yüzdürülüyor şu anda" dedi.
Krizin ikinci fazında sorunların devletin finansman yapıları üzerine yoğunlaştıklarını kaydeden Babacan, "Merkez bankaları bir yandan bu sorun yaşayan bankalara likidite sağlamak için, bir yandan da o ülkelerin hazinesi iflas etmesin diye o ülkelerin hazinesine yardım etmek amacıyla şimdiye kadar görülmemiş boyutlarda karşılıksız para bastı ve tüm bunların sonucunda güven endekslerini ciddi şekilde erozyona uğrattı. İşsizlik pek çok ülkede arttı, artmaya devam ediyor ve tüm bunların sonucunda sadece gelişmiş ülkelerde değil, gelişmekte olan ülkelerde de problemler görmeye başladık" şeklinde konuştu.
Avrupa'ya bakıldığında kurumsal krizlerin daha baskın çıktığını ifade eden Babacan, "Avrupa'nın yapısal sorunları bundan sonraki dönemde zor çözülecek sorunlar. Belki de en önemlisi, siyasi liderlerin zayıflığı ve siyasi karar alma mekanizmalarındaki problemler, AB'nin pek çok yapısal sorununu artık iyice gözler önüne serdi" diye konuştu.

"ABD'NİN 2013 BÜTÇESİNİN HEDEFLERİ HENÜZ BELLİ DEĞİL"
ABD'de yönetimle kongre arasında uyumsuzluk olduğuna dikkat çeken Babacan, "ABD'de ekonomi politikalarının belirlenmesinin önünde büyük bir engel olarak duruyor. Şu anda bırakın bir orta vadeli programı, bırakın bir 3 yıllık yaklaşımı, ABD'nin 2013 bütçesinin hedefleri henüz belli değil ve sık sık adını duymaya başladığımız mali uçurum meselesi de hala çözülebilmiş değil. Böyle bir ortamdayız şu anda" açıklamasında bulundu.
Babacan, "Güçlü bir ortak maliye politikası çerçevesi, ortak bir bankacılık düzenleme ve denetleme yapısı, güvenlik duvarı gibi tedbirlerin önümüzdeki dönemde Avrupa'daki gelişmeler olumlu yönde etkileyecek adımlardır. Ancak bir siyasi söylem ve güven problemi, Avrupa'nın üzerinde hala bir kara bulut halinde dolaşıyor. Ümit ediyoruz ki önümüzdeki dönemde bu alınan kararlar, sonuç vermeye başlar ve bu krizden toparlanma sürecini hep beraber görmüş oluruz" ifadesini kullandı.
Gelişmekte olan ülkelerin büyüme hızının gittikçe düştüğünü kaydeden Babacan, "Gelişmekte olan ülkelerin gelişmiş ülkelere yaptığı ihracatlar bu büyümeyi baskı altına alıyor. Küresel ekonomi ile ilgili beklentilerinde yavaş yavaş bir toparlanma olacağı tahmin ediliyor" dedi.
Türkiye'de nüfusun artacağını bildiren Babacan, şimdilik nüfusla ilgili sıkıntının olmadığını belirterek, "2035 sonrası için sorun yaratabilecektir. Zaten Başbakan'ın en az 3 çocuk demesinin ardındaki sebep budur. Biz bugünden tedbir almazsak Avrupa'nın yaşadığı sorunları biz önümüzdeki yıllarda yaşayacağız" diye konuştu.
Dünyanın ekonomik ağırlık merkezlerinin de değiştiğini söyleyen Babacan, "1000'li yıllardan 1950'li yıllara kadar hem kuzeye hem batıya kayıyor. 1950'den 2000'li yıllara kadar doğuya kayıyor ama 2010'dan sonra doğuya birazda güneye kayıyor" değerlendirmesinde bulundu.

"ARTIK BASEL 2'DEN BASEL 3'E DOĞRU YOLA ÇIKMAYA BAŞLADIĞIMIZ BİR DÖNEME DE GİRİYORUZ"
Küresel ekonomik değerlendirmelerinin ardından Türkiye ekonomisine ilişkin de konuşan Başbakan Yardımcısı Babacan, 2008-2009 küresel kriz öncesinde alınan önlemlere değinerek, "Kriz öncesi aldığız tedbirler bizi sıkıntıdan kurtardı. Mali disiplin, tek haneli enflasyon, kamu maliyesi reformu, bankacılık reformu, sosyal güvenlik reformu ve sağlık reformu bunların hepsi kriz öncesi dönemde bizi korudu" dedi.
Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en düşük nominal ve reel faizlerinin görüldüğünü, Eurobond faizlerinin tarihin en düşük seviyelerinde dolaştığını dile getiren Babacan, "Bundan iki hafta önce Hazine'nin 2041 vadeli Eurobond faizi Amerikan Hazinesi'nin sadece yüzde 1,6 üzerindeydi. Borç ödemede sıkışınca para basıp ödeyen ülke Amerika, 2041 yılında borcunu öder mi, ödemez mi diye sormaya gerek yok. Basar parayı bunu öder. Biz onların parası cinsinden borçlanıyoruz. Dolar basma imkanımız yok. Cari açığımız var. Döviz açığımız var. Buna rağmen 2041 yılı için Amerikan Hazinesi'nin sadece yüzde 1,6 üzerinde faiz veriyoruz. Dolayısıyla bu Türkiye ekonomisindeki güvenin hangi noktaya geldiğini göstermesi açısından çok çok önemli" şeklinde konuştu.
Mevduat faizlerinin hızla düştüğünün altını çizen Babacan, bunların kredi faiz oranlarına yansıdığını belirterek, ticari kredi faiz oranlarının da Ekim ayından itibaren hızla aşağı düşmeye başladığını kaydetti. En çok ticari kredi faiz oranının direndiğini belirten Babacan, "Türkiye ortalaması artık düşüş trendine girdi ve bundan sonra biz bu trendinin devam edeceğini bekliyoruz. Bankacılık sektörü sermaye yeterlilik oranı benzer ülkelerle mukayese edildiğinde en yükseklerinden bir tanesidir. Bugün Merkez Bankası Başkanı'nın açıkladığı çok önemli ilave tedbirler var. 2014'ten itibaren yürürlüğe girecek tedbirler, güçlü sermaye yapısını korumaya şimdiden hazırlanmış tedbirler. Artık Basel 2'den Basel 3'e doğru yola çıkmaya başladığımız bir döneme de giriyoruz" dedi.
Türkiye'de halkın borcunun birçok ülkeye göre halen az olduğunu söyleyen Babacan, halkın borcunun milli gelirin yüzde 19'u olduğunu, ancak bu orana çok hızlı çıktığını vurgulayarak, "Burada makul ölçülü bir artışı görmek istiyoruz. Adım adım dikkatle hareket etmek istiyoruz" ifadesini kullandı.
(PS-ÖZ-E)

25.12.2012 15:45:56 TSI

Editör: Wan Haber