Kanuni Sultan Süleyman'ın Irak seferine giderken verdiği emir üzerine 16. yüzyılda Mevlana Türbesi'nin mescit bölümüne yaptırılan mihrap, yapılan restorasyon çalışmalarından sonra taşıyıcı sütuna gerek kalmadan kendi ayakları üzerinde duruyor. Altın varaklarla ve çivit mavisiyle süslenen mihrap, orijinal dokusuna uygun hale getirildi.
Konya Müzeler Müdürü Yusuf Benli, Kanuni Sultan Süleyman'ın Irak seferi sonrasında Ferruh Çelebi ile görüşerek buradaki semahane ve mescit bölümünü yaptırmasıyla birlikte Huzur-u Pir bölümündeki alanın yapılaşmasının aşağı yukarı tamamlandığını ifade etti. 16. yüzyılda yapılmış olan mescit ve semahane bölümüyle birlikte bugün mescidin içerisinde bulunan mihrapta 10 yıl içerisinde bazı deformasyonlar olduğunu gözlemlediklerini kaydeden Benli, "Son yıllarda daha farklı bir gözlem meydana geldi. Bununla birlikte burada gerekli teknik analizler yapıldı. Hocalarımız geldi inceledi. Konya Kültür Varlıkları Koruma Kurulu'ndan gerekli proje onaylar sunulduktan sonra mihrapta bir restorasyon çalışmasına başlanıldı" dedi.

HER TAŞ NUMARALANDIRILDI
Yapılan çalışmanın uzun bir aşamadan geçtiğini kaydeden Benli, "Mihrabın restorasyon çalışmasında öncelikle bir hasar analiz paftası hazırlandı. Teknik bir ekiple bu çalışma yapıldı. Burada tabandan tavana kadar üst bölümünde bulunan alınlıktan mihrabın oturmuş olduğu yarım daire şeklinde kaidesine kadar tamamı elden geçirildi. Her taş tek tek numaralandırıldı. Daha sonra titiz ve ince bir şekilde her bir taş yerinden söküldü. Bu çıkarma çalışmasından sonra özellikle Mukarnas bölümünde büyük bir patlama olduğu tespit edildi. Bunlar alınarak zemine kadar inildi. Restoratör arkadaşımızın yapmış olduğu bu temizlik esnasında altın varakların kullanıldığı tespit edildi. Daha önce taç bölümünde yağlı boya kullanılmış, bunlar temizlendi. Bütün taşlar tek tek temizlendi. Mukarnas bölümü dört parçaya ayrılmış, o bölüm tekrar elden geçirildi. Fiber karbon çubuklarla birbirine bağlanarak sağlam hale getirildi. Mihrabın ana gövdesiyle birlikte Mukarnası'na kadar tekrar modelleme yapıldı. Taşlar birbirine en ince noktasına oturtuldu, sonra montajına geçildi. Buradaki çalışmada mihrabın hemen hemen taşlarının tamamı kullanıldı. Bazı mücbir sebeplerden dolayı bazı taşlar değiştirildi" diye konuştu.
Montaja geçme esnasında mihrapta niçin bu şekilde patlamalar olduğunu tespit ettiklerini de belirten Benli, "Neden ve niçinler görüldü? KTO Karatay Üniversitesi'nden Abdülkerim Bilgin hocamız bununla ilgili bize gerekli destekleri sağladı. Daha önce mihrap arkadaki payandaya yaslanan bir durumdaydı. Şimdi tek başına ayakta durabilecek şekilde sisteme oturtuldu. Bu çalışma esnasında özellikle taban kısmına üç sıra yatay ve dikey önce parça taşlar bloklar halinde döşendi, en üstüne de tek bir parça blok döşendi, onun üzerine mihrap ayağa kaldırıldı. Daha sonra da üzerinde alınlık kısmında bulunan altın varaklar tamamlandı. Şu anda da küçük rötuşlar yapılarak restorasyon bitmiş olup, halkımızın görseline sunmaya hazır durumda" şeklinde konuştu.

MİHRAP ORİJİNAL HALİNE KAVUŞTU
Mihrabın üzerinde yeşil, zeminde de siyah renk olduğunu ifade eden Restoratör Çiğdem Yıldırım ise, "Mihrap ve taç bölümündeki renkler orijinal değildi. Mekanik temizlik uygulamasıyla altındaki katmanlara inerek orijinalinde kullanılan çivit mavi rengi bulduk. Mekanik temizlik tamamlandıktan sonra ona uygun boya hazırlanarak orijinal rengi kullanıldı. Üzerine de orijinalinde olduğu gibi altın varak uygulaması yaptık. Öncesinde orijinal altın varak kullanılmamıştı. Daha mat bir renk vardı ve birkaç yerinde altın varak kalmıştı. Biz de onlardan yola çıkarak böyle bir şey yapmaya karar verdik" dedi.
(AH-İP-CC-Y)

09.02.2013 12:28:22 TSI

Editör: Wan Haber