Aracımın plakası 21’di.
Aldığımdan beri herkes “neden değiştirmedin plakayı” diye sordu.  Nedenini soruduğumdaysa “Polisler zırt pırt çevirmesin seni” dediler.
Batı şehirlerinden herhangi birinde 21 plakalı araçla rahat gezemezmişim.
BDP sempatizanı bir tanıdığım bile “Amed bizim başkentimiz ama sana sıkıntı çıkarırlar, değiştir plakayı” dedi.
Yıllarca Bursa dışında yaşamama rağmen  16 plakalı araç kullandım ve hiç sıkıntı yaşamadım. Neden 21 plaka sorun olsun ki diye düşünüyordum…
Oysa kocaman bir sorun 21 plaka…
Çünkü “21” demek “Diyarbakır” demek.
“Kürt sorunu” demek…
30 yıldır devam eden bir “savaş” demek.
Ve bu “savaşın başkenti” demek…
Değiştirdim ben de…
Yıllardır sebebini kimsenin bilmediği ama sonuç olarak çok öldüğümüz  kocaman bir Kürt Meselemiz vardı.
30 yılda binlerce kişinin ölümüne neden olan bu mesele,  en nihayetinde milletleri de birbirine düşman etti.
Ankara’dan ötesi Kürt sayıldı.
Memur gitmek istemedi, hizmetler götürülemedi, yol yapılmadı, fabrika açılmadı…
Batıdaki memur için doğuya gitmek sürgün sayıldı…
Yüzyıllardır birlikte yaşayan iki milletin arasında oluşturulan uçurum derinleşti…
Birbirlerine kız alıp, vermez oldular. Kürtlere kız verenleri ayıpladı yakınları… En sonunda “Türk’e kız vermem!” diyeni de duydum…
Kimse bu süreçte savaşmak dışında yollar seçeni/ seçmek zorunda kalanı görmedi.
Göç etmekti çoğu için tek yol…
Geçen sene Diyarbakır’dan Mardin’e doğru bir gezi yapmıştık. Yolda süreci ve Kürt meselesini konuşmuştuk soför abi ile. 
Dağları, ovaları gösterip “Kürt sorunu öncesi buralarda hayvancılık yapılırdı, şimdi dışarıdan et ithal eder olduk” dedi…
Yakılan boşaltılan köylerin demografiye etkisi olduğu kadar tarım ve hayvancılığa da etkisi olduğu yadsınamaz bir gerçek.
Onların çok ötesinde ve çok da konuşulmayan noktası güneydoğu ve doğu illerin merkezinde yaşayan, eğitimli, kentli, iş-güç sahibi kesimi de batı illerine göç etti. Kimi  terör korkusundan kimi de Hizbullah korkusundan…
Sonrasında yoğun göçler başladı doğudan, güneydoğudan batıya doğru...
Çocuklarını korumak için göç ettiler…
Gittikleri yerlere malvarlıklarıyla gitti gidenler. Fabrikalarını götürdüler, iş yerlerini taşıdılar…
Mağdur olarak gittiler aslında…Her ne kadar mağdur olarak gitmiş olsalar da gittikleri yerlerde kabul görmeleri çok zor oldu.
Üstelik arabanın plakasını değiştirmek kadar kolay değildi güneydoğudan batıya göç edenlerin  hayatlarını değiştirmeleri, kabul görmeleri…
Sonuç olarak ne doğudan gelen kabul gördü ne de 21 plaka…
Oysa bütün halklar eşitti bütün plakalar da…
Malum olduğu üzere çözüm süreci denilen bir süreç yaşıyoruz. Bütün bu ötekileştiren, üstenci bakış açılarını ortadan kaldıracak yenilikler, düzenlemeler yapılıyor demokratikleşme paketleri ile…
Ben de kendi adıma “batı illerinden herhangi birinde 21 plaka araç kullanmanın 16 plakalı araç kullanmak kadar normal” olduğu gün, “çözüm süreci başarıya ulaşmıştır”  diyeceğim…
 

Yasal Uyarı​

  • Yazarın yazıları, fikir ve düşünceleri tamamen kendi kişisel görüşüdür ve sadece kendisini bağlar.
  • Haber ve Köşe yazılarına yapılacak yorumlarda yorum yapan kişi yasal sorumludur. Sitemiz yorumlardan yasal sorumlu değildir.