Diyarbakır'da Newroz kutlamaları, sıkı 'güvenlik' uygulamalarına rağmen yüz binlerce yurttaşın katılımıyla gerçekleşti. 'Bomba araması' yapıldığı gerekçesiyle kitlenin alana girişi saat 09.30'a kadar engellendi.

Alana girmek için yaklaşık 5 kilometre karelik alanın etrafını dolaşarak alana girmenin yollarını arayan Diyarbakırlılar, arama noktalarının açılmasının ardından alana girdi. Binlerce kişinin alanda yerini almasıyla birlikte alandaki Newroz ateşi yakıldı.

Tertip Komitesi adına Hafize İpek açılış konuşmasını yaptı. Kürtlerin özgürlük istediğini belirten İpek, "Bugün Kürtler bedenlerinde kan dolaştığı müddetçe mücadele edecek" diye konuştu. İpek, Newroz'da emeği geçen herkese teşekkür ederek, gelenleri selamladı.

Açılış konuşmasının ardından sahneye Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkanları Fırat Anlı ve Gültan Kışanak çıktı. Sahneye çıkmadan önce imc tv’den Ayşegül Doğan’ın sorularını yanıtlayan Gültan Kışanak, Newroz alanının araç girişine kapatıldığına dikkati çekerek, halkın çok sayıda kontrol noktasından geçerek alana girebildiğini söyledi.

8-073.jpg

Daha sonra "Barış bir hayal değil, ulaşılmaz bir rüya değil" diyen Demirtaş, "Bizleri birleştirecek olan demokrasi ilkeleridir. Ankara'dakiler halkın taleplerini tehdit olarak gördükçe birlik sağlanamaz." şeklinde konuştu.

Selahattin Demirtaş'ın konuşmasından satırbaşları:

"Elbette patlayan bombalar eşliğinde barışı talep etmek kolay değil. Kapımıza dayanmış ve hepimizi teslim almaya çalışan kaosa, korku ortamı yaratmak isteyenlere karşı yegane dayanağımız ilkeli bir barış duruşudur. Bu fotoğrafın iyi görülmesi, bu mesajın doğru okuması lazım. Hamasetle, tehdit ederek, ‘diz çöktüreceğim’ diyerek siyaset yapılamaz, diyalog kapıları açılamaz.

Kürt halkının ve haklarının inkarı üzerinden ve bunun bir tehdit görülmesi üzerinden barış süreci yürütemeyiz. Şeffaf bir müzakere sürecine ihtiyacımız var. Demokratik siyasetin alanını genişletmeliyiz. Bizler, HDP olarak yeniden çözüm masasına dönülmesi, bu kinin halklarımızı hedef almadan sonlanması için çağrı yapıyoruz. Buna önderlik etmeye hazırız.

Elbette bizler, köksüz, tarihi olmayan, bugün ortaya çıkmış bir halk değiliz. Tıpkı Newroz gibi, Dehak’lara karşı .... savaşan ... gibi köklüyüz.

5-315.jpg

Bugün’ün Botan’ın çocukları, Mir Bedirhan’ın torunları nasıl direniyorsa, Şeyh Said’in torunları bizleri nasıl selamlıyorsa, Seyit Rıza’nın yoldaşları Dersim’den nasıl coşkuyla bu halaya katılıyorsa, Siverek’ten Necmettin Büyükkaya, Mahir’in, İbo’nun, Deniz’lerin yoldaşlarıyla buluşabiliyorsa, Silopi’den Pakize’nin, Fatma’nın ruhunu burada topluyor, bütün bu heyecanı İmralı’ya, Başkan Apo’ya gönderiyoruz. 3 yıl boyunca barış için mektubuna karşılık biz barış mektubunu gönderiyoruz. Dolmabahçe’de dile getirdiğiniz çözüm yoluna bağlıyız. Savaş, çatışma, ölüm alışmamız gereken normal bir durum değildir. Normal olan bütün barışçıl yollarda ve yöntemlerde ısrar etmektir. Müzakere dediğimiz şey, çözümleri masaya koymaktır. Yenmek ve yenilmek, öfke ve kin üzerine müzakere masası kurulamaz.

Eğer ki savaşla, şiddetle ezerek bir sonuç elde etmek isterlerse bu sadece ülkemize kaos getiriyor. Biz birlik olalım derken, temel ilkelerde buluşmamız gerektiğini anlatıyoruz. Hiçbir parti etrafında birleşemeyiz. Hiçbir kişi etrafında birleşemeyiz. Antidemokratik, hukuk dışı yöntemlerde bir araya gelemeyiz. Bizi birleştirecek şey, demokrasi hukuk ilkeleridir. Tarihi bir süreç yaşanıyor. Bölgeyi kendi çıkarları doğrultusunda dizayn etmek isteyen çok sayıda uluslararası güç var. Binlerce yıldır yaşadığımız öz be öz yurdumuzda, bizim kaderimizi kendi ellerine almak isteyen çok sayıda güç var. Farkındayız. Ama Ankara’da bu ülkeyi yönetenler, tehditleri art arda sayarken bu halkın iradesini de tehdit olarak tanımladığı sürece birlik olmak imkansızdır. Halklarımızın ortak geleceğini birlikte sağlamak, güvence altına almak istiyorsak o zaman demokratik ilkelerde buluşmaya çağırmalıyız herkesi.

6-170.jpg

Ankara’da bu aklın eksik olduğu, süreci yanlış okuduğu anlaşıyor. Kürt halkı kendi topraklarında sadece onurlu halklar gibi korkmadan ve eşitçe yaşamak istiyor. Başkasına ait olanı, başkasının cebinde olanı değil, kendisinden çalınanı, gasp edilen geri istiyor. Barış dediğimiz şey adalet ve eşitlikten yoksun olamaz. Bugün kan çanağına dönmüş bölgenin gerçeğinin içinde barışı konuşmak, barışı istemek kolay iş değil. Böylesi dönemlerde ilkeli, ahlaklı, vicdanlı bir barış tutumu içinde olmak doğru olandır. " Birgün

8-074.jpg

Editör: Wan Haber