Antalya'da 14-15 Aralık 2012 tarihleri arasında düzenlenen 19. Uluslararası Antalya Güvenlik ve İş Birliği Konferansı, 'Türkiye ve NATO'nun değişen rollerindeki gelişmeler' başlığı ile düzenlenen oturumla sona erdi.
Toplantının kapanış gününde konuşma yapan NATO Genel Sekreter Yardımcısı Büyükelçi Kolinda Grabar-Kitarovic, NATO'nun 60 yıldır Türkiye ile müttefik olmasının muhteşem bir başarı olduğunu kaydetti. Türkiye'nin bu dönemde mükemmel bir performans sergilediğini kaydeden Büyükelçi Kitarovic, özellikle Soğuk Savaş döneminde Türkiye'nin çok başarılı olduğuna değinerek, "Bu hedeflerin Avrupa'da kesinlikle karşılanması gerekiyor. Avrupa devletleri dediğimde Rusya ve Türkiye'yi de buraya katıyorum. Birtakım belirsizlikler de var. Birçok üye devlete baktığımızda NATO'nun 2012 stratejik konseptine göre birtakım değişiklikler var askeri güçlerde. Akıllı savunma gibi çeşitli fikirler var" dedi.
Küresel anlamda tek gücün ABD olduğunu ifade eden Kitarovic, ABD'nin dünyadaki tüm güç enstrümanlarını kullanan ve bunları küresel biçimde hataya geçirebilen bir ülke durumunda olduğunu kaydetti. Kitarovic konuşmalarını şöyle sürdürdü:
"ABD'ye Avrupa'da da ihtiyaç var. Azalan kaynaklar var. Türkiye vazgeçilmez bir ortak; tüm bu çabaların parçası. Bu, Türkiye'yi bu anlamda anahtar müttefik ülke haline getiriyor. Dayanışmaya ihtiyaç var. Önümüzdeki yıllarda en fazla tehditlere maruz kalan ülke olabilir. Operasyonlarda da bunların göz önünde bulundurulması gerekiyor."
Patriot füze sisteminin kurulmasının bölge için net bir sinyal olduğunu belirten Kitarovic, "Türk müttefikimizin şunu bilmesini istiyoruz. Sizinle birlikteyiz. Destek olacağız. Soğuk Savaş sırasında siz bize destek oldunuz, şimdi de biz destek vereceğiz" dedi.
60 yıllık süre içersinde Türkiye'nin çok büyük değişikliklerden geçtiğini ifade eden Kitarovic, Türkiye'nin çok önemli küresel bir oyuncu olduğunu bildirdi. Konuşmacıların NATO'nun 1948 yılından bu yana değişmediği, sadece tehditlerin değiştiği yorumuna değinen Kitarovic, "NATO'da radikal değişiklikler olduğunu düşünüyorum. 'Hiçbir şey değişmedi' iddiasına katılmıyorum. NATO tamamen özgürlük dolu bir Avrupa için savaştı. Şu an eğer ve "ama"ları bir tarafa bırakarak çalışmak zorundayız. Soğuk savaştan sonra tamamen farklı bir bölge ile karşı karşıya kaldı NATO. Daha geniş anlamda müttefiklerinin çıkarlarını düşünme yolunda çalıştı. NATO'nun gücü siyasi savunma ve aynı zamanda reformlar anlamında motiveler getirdi. Son dönemlerdeki vakalara bakarsak Libya'da NATO 17 gün içerisinde fikir birliğine ve 'Müdahaleye gerek var' kararına vardı. Karasal koşullarla kıyasladığımızda bugün güvenliğin tesis edilmesi aslında çok çok daha zor" şeklinde konuştu.
Libya'yı 'çok fazla ders çıkarılan bir vaka' olarak değerlendiren Kitarovic, "Burada ABD yeteneklerinin elzem olduğunu gördük. Daha fazla birlikte çalışma ihtiyacı olduğunun altını çizdiler" dedi.
Afganistan'daki yeteneklerin NATO'nun nasıl değiştiğini gösterme açısından bir örnek olduğunu söyleyen Kitarovic, NATO'nun sadece askeri ittifak değil, değerleri savunan bir ittifak olduğunu ifade etti. NATO'nun kadınlarla barış ve istikrar konusuna da değinen Kitarovic, "Şu anda daha fazla kadın asker olduğunu görüyoruz. Afganistan misyonundaki kadın askerler daha kolay iletişim kuruyorlar Afgan halkıyla" diye konuştu.

"LİBYA'DA YETKİ DIŞINA ÇIKILDI"
NATO'nun küresel bir kuruluş gibi hareket etmesi gerektiğini savunan Türkiye Büyük Millet Meclisi Üyesi CHP Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu, NATO'nun sadece kendi üyelerinin değil, üye olmayan ülkelerin de güvenilirliği konusunda yardımcı olması gerektiğini söyledi. NATO'nun böyle bir güce sahip bir kuruluş olduğunu ifade eden Büyükelçi Loğoğlu, "NATO'nun belirli bir yetki dışında hareket etmemesi gerekiyor. Hatta Birleşmiş Milletler Konseyin'den yetki aldıktan sonra bile yanlışlar yapılabiliyor. Libya da yetki verilmişti ama yetkinin dışına çıkıldı. Libya liderinin başına gelenler yetkiye dahil değildi. NATO Afganistan'da da bazı problemler yaşadı. 'NATO eğer Afganistan'da başarısız olursa sonu olacaktır' görüşüne katılmıyorum. Afganistan ister başarıya kavuşsun ister kavuşmasın NATO'ya dünya genelinde deneyimler kazandıracaktır. NATO'nun aldığı yetki içerisinde çalışması gerekiyor" ifadelerini kullandı.
CHP'nin NATO'ya üyelik konusunda olumlu düşündüğünü kaydeden Loğoğlu, sadece şeffaf ve tutarlı ilişkilere ihtiyaç olduğunu belirtti. Türikye'deki terör konusuna da değinen Loğoğlu, "Terör konusunun NATO'nun gündemine girmesi için çok uzun yıllar savaş verdik. NATO üyesi ülkelerin birçoğu da Türkiye'nin terörizmle mücadelesi konusunda aynı görüşe sahip değiller" şeklinde konuştu.

"PATRIOTLARLA İLGİLİ BİR OYUN OYNANIYOR"
Patriotlarla ilgili bir oyun oynandığını ifade eden Loğoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kuralına uygun bir şekilde oynanmıyor. Türkiye, 'NATO'dan Patriot istemedik' dedi, sonra, 'İstedik' dedi. Sonra, 'Tetik bizde olacak, daha sonra NATO'da olacak' dedi. Birbiri ile çelişen ifadeler oldu. Bunlar önemli değil. Patriotlar neden şimdi getiriliyor? Herhangi bir tehdide karşı getiriliyor, denildi. Bu bence çok dayanağı olmayan bir argüman. Bence Esad'ın en son düşüneceği şey Türkiye'ye saldırmak olacaktır. Türkiye'nin yeteri kadar savunma sistemi yok. Dolayısı ile Türkiye'nin bu bileşene ihtiyacı var. Füze sistemine karşı savunma sistemine ihtiyacı var. Ama gerçek neden Suriye değilse o zaman ne için bize henüz tatmin edici bir açıklama yapılmadı? Bu belki de radar istasyonunu korumak amacı ile de getirilebilir. Türkiye de bunu açık şekilde söyleyebilir, burada bir sorun yok. Eğer gerçek sebep Kürecik'teki radar sistemini korumaksa neden 2 yıl önce istemedik? 2 yıl sonra Suriye'ye bakıyoruz ve 'Patriotları istiyoruz' diyoruz."
Patriot füzelerinin Türkiye'ye getirilmesi konusunda İran ve Rusya'nın tepkilerinin de yanıtlanması gerektiğini söyleyen Loğoğlu, Türkiye ve NATO arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi gerektiğini belirtti.
Türkiye ve NATO ilişkileri arasında dalgalanmalar olduğunu söyleyen Kadir Has Üniversitesi Rektörü, konuşmacı ve yönetici Prof. Dr. Mustafa Aydın ise Türkiye'nin her zaman NATO'yu diğer kurumların üstünde tutuğunu bildirdi. Soğuk Savaş döneminde NATO'nun bölge dışı operasyonları ile ilgili Türkiye'nin şüpheci olduğunu ifade eden Prof. Dr. Aydın, "1980'lerde Türkiye tepki göstermişti. Soğuk Savaş sonrası ortamda Türkiye'yi çok mutlu ve aktif şekilde katılmış olarak gözlemliyoruz. NATO operasyonlarına karşı algılarımızı değiştirdik. Operasyonlar Balkanlarda, Afrika'da gerçekleştirildi. Türkiye ilk başta isteksiz olmasına rağmen bunlara katıldı" dedi.
Patriot füzelerinin Türkiye'ye ilk defa gelmediğini ifade eden Prof. Dr. Aydın, bu füzelerin Türkiye'ye üçüncü gelişi olduğunu bildirdi.

"AVRUPA PKK'YI YEREL TERÖR ÖRGÜTÜ OLARAK GÖRÜYOR"
NATO ve Avrupa Birliği iş birliği ile ilgili Türkiye'deki düşünceleri yorumlayan Prof. Dr. Aydın ise şöyle konuştu:
"Bence Türkiye Avrupa üzerinde güvenlik etkisinin arttığını düşünüyor. NATO ve AB iş birliği ile ilgili olarak birtakım düşünceler var. Farklı anlayışlar söz konusu. Terörizm, Türkiye için PKK ve Kürt terörizmi olarak algılanıyor. NATO çevreleri hiçbir zaman bu konuyla ilgili yorum yapmıyor. El Kaide gibi uluslararası terör örgütlerini algılıyorlar ama diğerlerini yerel bir terör örgütü olarak yorumluyorlar. Türkiye de bu durumdan memnun değil."
Konuşmaların ardından Genelkurmay Başkanlığı Strateji Dairesi Başkanı Tümgeneral Yavuz Türkgenci, barışa destek operasyonları için verilen eğitimlerle ilgili bir sunum yaptı. Tümgeneral Türkgenci, askeri eğitim iş birliği faaliyetleri ile ilgili 52 ülke ile anlaşmanın, yaklaşık 80 ülke ile ise askeri anlamda temasların olduğunu ifade etti.
(CE-GS-Y)

15.12.2012 17:43:04 TSI

Editör: Wan Haber