1994 yılında Taşköprü ilçesinde işlenen ve bir kişinin ölümüyle sonuçlanan suikast davası, aradan tam 18 yıl geçtikten sonra karara bağlandı. Ayrıca bu cinayet davası, Türkiye'nin en uzun süren cinayet davalarının arasındaki yerini aldı.
Bir dönem ulusal basında 'İmam çetesi davası' olarak yer alan suikast davasıyla ilgili Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesi'nin biri imam iki kişi hakkında vermiş olduğu müebbet hapis cezası, Yargıtay tarafından da onandı.
Cinayetin Almanya bağlantılı Kaplancılar tarafından işletilmesi olması, soruşturmanın ve dolayısıyla davanın da uzamasına neden oldu. Aynı davada isimleri azmettirici olarak geçen iki kişi beraat ederken, sanıklardan bazılarının ise öldüğü anlaşıldı.
1994 yılında Almanya'dan Taşköprü'ye gelen ve uğradığı çapraz ateş sonucu kaldığı eve yakın mesafede öldürülen 50 yaşındaki Fikri Karakaya'nın, 1998 yılında aralarında iki imamın da bulunduğu Kaplancılar tarafından infaz edildiği ortaya çıktı. Dönemin Taşköprü Cumhuriyet Savcısı ve Emniyet Amiri'nin yapmış oldukları titiz çalışma sonucunda soruşturma dört yılı aşkın sürede tamamlanabildi ve dava açıldı.
O dönemdeki iddialara göre, Almanya'nın Frankfurt kentinde bir cami derneği başkanı olarak görev yapan Fikri Karakaya'nın, Almanya'da faaliyet gösteren Kaplancılar Cemaati adına da para topladığı, topladığı paralardan bir bölümünü zimmetine geçirerek memleketine götürdüğü öne sürülmüş ve Karakaya hakkında Kaplancılar tarafından ölüm emri çıkarıldığı ifade edildi.
14 kişilik çetenin birkaç üyesi tarafından çapraz ateşe tutularak öldürülen Karakaya cinayetiyle ilgili 1998 yılında dava açıldı. Soruşturma başlatan Taşköprü Cumhuriyet Savcılığı, Emniyet Müdürlüğü, dört yıl boyunca cinayeti aydınlatmak için Türkiye'nin dört bir tarafında araştırma yapıldı. Araştırmalar sonunda Fikri Karakaya'yı öldürdüğü belirlenen çetenin Almanya ve Türkiye'deki elemanlarından bazılarının çeşitli camilerde imamlık yaptığı ve Kaplancılar adına faaliyet gösterdiği belirlendi. Belirlemelere göre, çetenin Almanya'daki azmettiricisi Kaplancılar, Türkiye bağlantısı bulunan Almanya'nın Afselt Eyaleti'nde yaşadığı ileri sürülen Menderes Ayhan'ı devreye soktu. İddialara göre Ayhan, Giresun Çamoluk İlçesi Camii İmamı Hamza Ekiz ile Ahmet Temur, Şenol Öztepe, Erol Öztaş ve aralarında bir imamın daha bulunduğu 9 kişiyi 200 bin mark karşılığı kiraladı. Çete elemanları, 5 gün süreyle Taşköprü'de takip ettikleri Fikri Karakaya ile birlikte aynı camide namaz bile kıldılar. Bu süre sonunda çete üyeleri, Karakaya'yı Taşköprü'de misafir olarak kaldığı eve girerken öğle saatlerinde çapraz ateşe tutarak öldürdüler.

TETİKÇİLER TUTUKLANDI
Fikri Karakaya'yı öldüren tetikçilerden Giresun Çamoluk İlçesi Camii İmamı Hamza Ekiz, Taşköprü İlçesi Cumhuriyet Savcılığı'nın yaptığı soruşturma sonucu yakalanarak çıkartıldığı mahkemece 1998 yılında tutuklandı. Cinayette tetikçilik yaptığı ileri sürülen Ahmet Temur'un ise Giresun'da karıştığı bir olay sırasında vurularak öldürüldüğü belirlendi. Yine aynı olayın sanıklarından Şenol Öztepe ve Erol Öztaş'ın da başka olaylara karıştığı ve adam öldürme suçundan Giresun Cezaevi'nde tutuklu olduğu tespit edildi.
Taşköprü'de Fikri Karakaya'yı öldürmeye azmettiren Menderes Ayhan ise, o dönem Almanya'da yakalandı. Alman polisiyle işbirliğine giren Taşköprü Cumhuriyet Savcılığı, Menderes Ayhan'ı sahte pasaport taşımak ve cinayete azmettirmek suçlarından Afselt Eyaleti'nde yakalattı. Ayhan, Giben Savcılığı tarafından tutuklanarak cezaevine konuldu ve bir süre sonra Türkiye'ye getirilerek Kastamonu Kapalı Cezaevine konuldu.
Bir müddet Türkiye'nin gündemini 'İmam Çetesi' olarak meşgul eden dava ise, 1994 yılından bu tarafa devam etti.

18 YIL SONRA GELEN ADALET
Cinayetle ilgili Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen dava sonuçlandı ve itiraz sonucu dosya Yargıtay'a gitti.
Geçtiğimiz günlerde Yargıtay'ın onadığı karara göre, çetenin elde bulunan iki üyesine müebbet cezası verildi. Çetenin Giresun Çamoluk İlçesi eski Camii İmamı halen Kastamonu Cezaevi'nde bulunan Hamza Ekiz ile bir başka suçtan Giresun'da tutuklu bulunan Şenol Öztepe'in müebbet hapis cezaları kesinleşmiş oldu. Aynı davada azmettirici olarak yargılanan ve Almanya'dan yurda getirilen Menderes Ayhan'ın da 2010 yılında cezaevinde geçirdiği bir rahatsızlık sonucu öldüğü ve dolayısıyla onunla ilgili dosyanın düştüğü öğrenildi. Olayın tek tanığı konumunda bulunan Menderes Ayhan'ın ölümü, diğer azmettiriciler olarak öne sürülen ve halen Almanya'da bulundukları öğrenilen Hülya ve Celal Aygün'ün ise delil yetersizliğinden beraat etmelerine neden oldu.
(Vİ-AŞ-Y)

10.01.2013 12:38:25 TSI

Editör: Wan Haber