Bugünü yazmak bana düşer mi bilmem!

    1982 den bugüne geldiğimizde köprü altında çok sular aktı söz doğruluğunu düşünmeden edemedim.1980- 1982’lerde yaprak yerinde kıpırdamıyordu. Namuslu insan, direnmesini bilen insandırçıkışını yapan öncüler bekleniliyordu. 12 Eylül askeri faşist diktası heralanda sükûnet sağladığını kardeş kavgasına son verdiğini muştuluyordu bu dönem.Ne de olsa devrim yapıyorum diyen o koskoca örgütler bir gecede içeri alınmış, alınanlar karıştır, barıştır hikâyesiyle önemli oranda teslim alınmıştı. Bunulada yetinilmemiş tüm toplum teslim alınmıştı.Devrim kitlelerin eseri denilen durum, darbecilerin çizmeleri altında taşlaşan kütle haline gelmişti. Kenan Evrenin her mitinginde, her konuşmasında kitle yerine kütle demesi de bu nedenleydi.

 Bu teslimiyet karşısında direnen yok muydu? Elbet vardı.Amed, Metris zindanlarında insanlık onuru işkenceyi yenecek direnişçiliği buna somut bir cevaptı. Eğer bugün Kürdistan, Türkiye demokrasisinde, özgürlüklerinde bahsediliyorsa, bu direnişçilerin o günkü duruşu sonucundandır. Bu sonuç olmasaydı. Bugün olur muydu? Hiç zannetmiyorum! Zannetmiyorum çünkü 1971 sonrası Türkiye devrimcilerin durumu ortadaydı. Ortada olan durum 12 Eylülün darbesini doğuran durumdu. Devrimciler teslim olmaz söz eylemi1971’in devrim(devrimcilerin) manifesto ruhuydu. Bu ruh Amed, Metris zindanlarında bir daha buluşunca, çıkış yapma sansı yakalandı.Bugün Kobani, Rojava devrimi yenilmez oluyorsa, bu ruhun bugünesirayet etmesi sayesindedir. Bugün HDP başarısında bahsediliyorsa Kemal Pir yoldaşlığın 71 yoldaşlık ruhuyla buluşup,bugüne gelmesi sayesindedir.Bu buluşma olmasaydı, acaba bugün HDP’nınbu başarısı olur muydu bilemem! Önerim HDP’ lilerin bir bu soruyu kendilerine sorup, bir arkalarına bakması yönünde olacaktır.

 Dün doğru kıvranılmadan, doğru bilince çıkarılmadan bugün fazla anlaşılmaz, hatır nas yaklaşılamaz. Amed zindanı, Mazlum Doğan’ın üç kibrit kıvılcımıyla başlangıç, dörtlerineylemiyle çakılan kıvılcımın harılandırılması,14 Temmuz ise, harılandırılmışın doğuş ebesi rolünü oynadı. 1984 Eruh Şemdinli çıkışsıda, bu devrimin çocuk adıdır. Kürdistan devrimin kesintisiz bugüne kadar sürmesibu direnişçi geleneğin başlangıcı sayesindedir.

  Bu direnişçi ruh nasıl maya tutu? Kemal Pir’in ölecek kadar yaşamı seviyorum, mezarıma halkıma karşı borçluyazın diyen Hayri Durmuşların ahlaki, politik, ideolojik ilkenin yaşam bulmasısonucu tutu. Kenan Evren’in taşlaşmış, betonlaşmış kütle dediğinesinerji aşılayıp, devrimsel çıkışın yakalanması sayesinde tutu. Eğer bu çıkış ve aşılama olmasaydı ve tutmasaydı,  ne 12 Eylül Faşist Cuntası gerilerdi. Ne de % 90 oy alan Kenan Evren anayasası, bugün bu kadar pespaye duruma düşerdi.

  Bugünü anarken Kemal Pir yoldaşlığına, Hayri Durmuş’un halk sevdasına, Akif Yılmaz’ın kendinde çıkış yapma kararlılığına, Ali Çiçek’in genç başladık, genç başaracağız söz doğruluğuna bağlı kalmak, bugünü anlamaktır, başarmaktır diyor. Yasasın 14 Temmuz ruhu diyorum.

  Hasan Akbaba

14 Temmuz 2015

Strasburg